 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/2722
K: 1987/2937
T: 20.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki tesbit davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı muhtelif cins yeve ağaçları 25 m2'lik iki odalık yığma yarı kargir üçüncü sınıf boş evi, tavuk kümesi ve 15 metre derinlikte 3 inçlik galvaniz boru artezyen sulama kuyusunun davacı tarafından yetiştirilip yapıldığının tesbitine ilişkin hükmün süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava tesbitine ilişkin olup husumet Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmiştir. davacı, ev ile sulama kuyusunu yapmış olduğu ve ağaç dikmiş bulunduğu alanın baraj yapılmak üzere devletçe kamulaştırılacağından bahisle bunları yapan ve dikenin kendisi olduğunun tesbitine karar verilmesini istemektedir. Mahkemece dava kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde gider yapılan alanın ormana dahil bir yer olduğu açıklanmakla birlikte davalı idarenin savunmasında da devlet ormanı içinde kaldığı davacının birkaç defa ceza mahkemesinde ceza giydiği belirtilmiştir. Mahkemece yerinde keşif yapılmış ve sadece orman sahası içine dikilen ağaçların ve yapılan ev ile tavuk kümesinin ve su kuyusunun varlığını tesbit eden bilirkişi raporuna dayanılarak ve sökülüp başka yere taşınabilecek fidanları da kapsayacak biçimde hüküm kurulmuştur.
Genel usul hükümleri ile esasa ilişkin yasalardaki özel usul hükümlerinde yasa koyucu tesbit davaları konusuda bir esas benimsemiş değildir. bununla beraber mahkeme içtihatları ile bilimsel eserlerde tesbit davalarının açılabileceği bir kural olarak kabul edilmektedir. Ancak bir tesbit davasının incleme konusu yapılabilmesi için iki koşulun mümkün olmaması ve diğer tesbit davasının açılmasında davacının yararı olmasıdır. Görülmekte olan bu davada belirtilen koşullardan özellikle ikincisi gerçekleşmemiştir. Gerçekten dosyada taşınmazın baraj yapılmak üzere devletçe kamulaştırılacağına dair herhangi bir kanıt yoktur. Uyuşmazlıkta üçüncü kişi durumunda bulunan devlet bir kamulaştırmaya girişmemiş ise kamulaştırılacak taşınmaz üzerinde kalan tesislerin başkasına ait olduğunun tesbiti yolunda bir dava açılmasında hukuki yarar olamaz. Öte yandan kamulaştırmanın yapılmış olması halinde kıymet takdiri komisyonunca kamulaştırma alanı içinde başkası tarafından tesis yapıldığı belirlenip bunun değeri ayrıca gösterilmişse bu halde eda davası açılması gerekeceğinden açılacak tesbit davası dinlenmez. O halde mahkemece öncelikle bu yön gözetilmeyerek davanın kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Kaldı ki 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi hükmüne göre devlet Ormanları içinde her çeşit bina ve ağıl inşai ve hayvanların korunmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Bunlara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yine aynı kanunu 93. maddesi hükmüne göre, sözü edilen yasak fiilleri işleyenler cezalandırılmakla beraber her türül mahsul ve tesislerin müsaderesine hükmolunur. O halde mahkemece bu yönler dahi gözetilmeksizin eda davasına önel olacak bu davada aslında müsaderesi gerekecek tesislerin davacıya aidiyetinin tesbitine karar verilmiş olması da yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA,(.....) 20.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.