 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/1791
K: 1987/3195
T: 27.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 402.474 lira maddi ve manevi tazminatın olay günü olan 30.1.1984 gününden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Manevi tazminatlardan kusur oranına göre orantılı indirim yapılması ve sonuç olarak çok az manevi tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Borçlar Kanununu'nun 47 nci maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Aynı zananda ruhi ızdırabın dinledirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine uluşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda davacılar 12 yaşındaki oğullarını kaybetmişlerdir. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda manevi tazminat olarak istenen miktarlardan kusurla orantılı (riyazi) olmayacak uygun bir indirim yapmak ve talep edilen miktarlara yakın bir meblağa hükmetmekten ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda 2 no'lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA,(...) 27.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.