 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
E: 1987/1204
K: 1987/2434
T: 01.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden kaynaklanan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonuda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 1.012.623 lira tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı P.T.T. Genel Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu :
KARAR : Dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davacı faaliyetini İstanbul'da sürdüren bir şirket ile onun Libya'daki işyerinde aşçılık işini yapmak üzere anlaştığını ve gerekli işlemleri tamamlayıp köyüne dönerek şirtetten çağrı mektubu beklediğini bu amaçla Biga'da bir posta kutusu kiraladığını, şirketin beklenen çağrı yazını 13.12.1984 tarihinde Mecidiyeköy postanesine verdiği iadeli taahhütlü mektup ile gönderdiğini, ancak bu mektup 17.12.1984 de PTT Biga Şubesine geldiği halde kendisine 6.3.1985 tarihinde teslim edildiğini, böylece mektubun geç teslimi yüzünden Libya'ya ilk grup ile değil, daha sonraki grup ile 20.5.1985 tarihinde gidebildiğini bildirerek sözleşme gereği şirketten alebileceği aylık 720 dolar ücretten 20 gün yoksun kaldığını ileri sürüp zararı olan 1.700.000 liranın yasal faizi ile beraber davalı idareden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı idare cevabında, 5584 sayılı Posta Kanunu'nun 47 nci maddesinin birinci bendi hükmüne göre PTT İdaresinden herhangi bir talepte bulunmak hakkının sadece göndereciye ait bulunduğunu, gönderici bu hakkını alıcıya devredebilirse de olayda böyle bir devir yapılmadığını, öte yandan aynı kanunun 46 ncı maddesi hükmüne göre idarenin bu kanunda gösterilen hadler dahilinde sorumlu olabileceğini, esasen anılan kanunun 50 nci maddesinde taahhütlü olarak gönderilen mektubun yalnız kaybı halinde tazminat ödenebileceği hükmü konulmuş olup olayda mektubun kaybolmayıp geç teslim edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 5584 sayılı Posta Kanunu'nun 47 nci maddesinde söz konusu olan sınırlı dava hakkının yalnızca göndericiyi kapsayıp, gönderilen yönünden bir durum içermediği, bu nedenle kendisine mektup gönderilen davacı yönünden olayın genel hükümler ve Borçlar Kanunu'nun kapsamı içinde düşünülmesi gerektiği benimsenerek hesaba ilişkin bilirkişi raporuna dayanılıp 1.012.623 lira tazminatın davanın açıldığı günden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
Gerçekten Dairenin Esas: 10270, Karar 1064 sayılı ve 31.1.1986 günlü kararında belirtildiği gibi (Bakınız: Mustafa Reşit Karahasan, Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, 1981 Sahife 251) 5584 sayılı Posta Kanununun 46 ve 44 üncü maddelerinin birinci bentlerinde benimsenmiş olan sınırlı sorumluluk ancak gönderen kişi yararına gerçekleşebilecek özel bir sorumluluk durumudur. Oysa sözü edilen kanunun 2 nci maddesi bu gibi hizmetlerin yalnız davalı idare tarafından yapılabilmesi konusunda bir tekel kurmuştur. o halde özel durumlar için kanun koyduğu sınırlı sorumluluk yalnız gönderene karşı tanınmış ve kamu hizmetine dayanan gönderilen için böyle bir sınır kabul edilmemiştir. Bu nedenle gönderilene karşı olan sorumluluk, sınırlı sorumluluğun dışında genel hükümlere dayanan ve haksız eylemden doğan bir sorumluluktur. O halde dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir yolsuzluk görülmemesine, özellikle açıklanan nedenlere göre bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle ONANMASINA(...) 1.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.