 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/10846
K: 1988/1293
T: 09.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 830.000 lirasının davalılar (A.S.) ve (K.A.)'dan, 1.380.000 lirasının da (N.İ.) ve (K.A.)'dan olmak üzere toplam 2.210.000 liranın 19.11.1984 tarihine kadar % 5, bu tarihten itibaren % 30 yasal faizi ile birlikte adıgeçen davalılardan alınarak davacı idareye ödenmesine ilişkin hükmün davalılardan (K.A.), (N.G.) avukatı ile davaya dahil edilen (L.S.) avukatı taraflarından temyiz edilmesi; üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı idare, davalıların İzmir Çamaltı Tuzlasında (Sayman, sayman vekili ve tahakkuk memuru olarak) görevli iken, idarenin müteahhidi (L.S.)'nun 2.210.000 liralık teminat mektuplarını yasalarda belirlenen usullere aykırı olarak iade etmek suretiyle idarenin zararına sebebiyet verdiklerinden bahisle bu zararlarının dava dilekçesinde açıklandığı şekilde davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş; mahkemece, istek doğrultusunda karar verilmiştir.
Oysa zarar bütün hukuki sorumlulukların temel koşuludur. Tazmin borcun ancak, gerçekten davacı bir zarara uğramışsa söz konusu olabilir. Davaya konu olayda gerçi davacı idare, 506 sayılı SSK'nun 83 üncü maddesi uyarınca, Kurumdan ilişkisiz belgesi ibraz edilmeden müteahhide teminat memtubunun iade edilmesi halinde müteahhit prim borcundan dolayı SSK'na karşı sorumludur. Ne var ki davacı idare kuruma bir ödeme yapmadığı gibi aynı işle ilgili olarak Kurum tarafından verilen 19 Ocak 1987 günlü ilişkisiz belgesi dosyaya ibraz edilmiştir. O halde teminat mektubunun davalılar tarafından müteahhide iade edilmesinden dolayı 506 sayılı Kanunun 83 üncü maddesine göre davacı idare bir zarara uğramış değildir. Diğer taraftan davacı idare müteahhitten 15.021.470 lira alacaklı olduğunun ve bunun için yasal yollara başvuracağını ileri sürmekte ise de bu iddiasını doğrulayan ve hukuken bağlayıcı nitelikte bir belgeye dayanmış değildir. Davacının bu nedene dayanan zarar iddiası da gerçekleşmeden davacı idarenin zararından ve davalıların da tazmin yükümlülüğünden söz edilemez. Bu konudaki zararını isbat ise davacıya düşer. Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı bilirkişi raporunda ulaşılan sonuç ise davacının zarar iddiasının tekrarından ibarettir.
Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 9.2.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.