 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 1987/674
K: 1987/1967
T: 11.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Azdavay Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 19.6.1986 gün ve 56/50 sayılı hükmün onanmasına dair daireden verilen 30.10.1986 gün ve 11020/11292 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava konusu taşınmazını davalıya ölünceye kadar bakmak koşuluyla temlik etmek istediği halde, davalının kendisini hile ile hataya düşürüp tapuda koşulsuz bağış biçiminde işlem yaptırdığını ileri sürerek davalının üzerindeki kaydın iptalini ve adına tescilini istemiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada hata ve hile hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır. Bilindiği ve BK.nun 31. maddesinde ifade edildiği üzere bu tür davalarda mahkemece yapılacak öncelikli iş; davanın hata ve hileyi öğrenme (ıttıla) tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığını ortaya çıkarmak; süresinde açıldığının anlaşılması halinde esasına girilip, hükme yeterli bir soruşturma ve değerlendirme ile yasaya, yargısal uygulamalara uygun ve adil bir karar vermekten ibarettir. Yasal ve adil bir çözüme ulaşılabilmesi içinde, davaya konu olayın özelliğinin bilinmesinin ve yaşamın gerçeklerinin gözönünde bulundurulmasının gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olayda; taraflar babaoğuldurlar. Davaya konu taşınmaz ise "dükkanlı ve bahçeli ev" niteliğindedir. Öte yandan, davacı baba 1330 doğumlu yaşlı bir kişidir. Yaşı gereği bazı rahatsızlıklarının bulunduğu da anlaşılmaktadır. Bu durumdaki bir kişinin, yegane güvencesini ve tek malvarlığını davaya konu evi ve dükkanı oluşturuyorsa; bunları koşulsuz bir bağışla davalı oğluna temlik edip, elden çıkarmasında haklı, ciddi ve makul sebeb mevcut olmalıdır.
O halde mahkemece; ilgili mercilerden sorulmak ve taraf tanıklarının bilgilerine yeniden başvurulmak suretiyle çekişmeli taşınmazın davacıya ait tek malvarlığı olup olmadığının belli edilmesi davacının mali durumun (geçim kaynaklarının) ve kimin tarafından bakıldığının saptanması, ayrıca çekişmeli ev ve dükkandan temlik tarihinden sonraki yararlanma biçiminin belirlenmesi ve toplanacak tüm delillerin yukarıda değinildiği gibi olayın özelliklerine ve yaşam gerçeklerine uygun olarak değerlendirilmesi; böylece davacının temlik işlemindeki gerçek amacının ve bu işlem sırasında hile ile hataya düşürülüp düşürülmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, açıklanan nitelikte ve içerikte bir soruşturma ve değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Belirtilen yönler, karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşılmış olmakla;
HUMK.nun 440. maddesi gereğince davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne ve Dairenin yanılgılı değerlendirmeye davanın 30.10.1986 tarih ve 11020/11292 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına,
SONUÇ : Azdavay Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.6.1986 tarih 56/50 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.3.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.