 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 1987/614
K: 1987/1811
T: 05.03.1987
DAVA : (H.K.) ve ark. ile Çay Mahallesi Cami Yaptırma ve Koruma Derneği arasındaki tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, davalı dernek yönetim kurulunun, davacıların derneğe üye olmak taleplerinin reddine ilişkin kararının iptaline yöneliktir. Mahkemece gerekçe gösterilmeksizin, sadece dernek tüzüğünün usul ve kanuna aykırı olduğundan söz edilerek yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
Kişilerin derneklere üye olup olmama konusunda özgürlükleri bulunduğu gibi, derneklerin de ilke olarak, başvuranları üyeliğe alıp almama özgürlüğü (ÖZSUNAY Ergün, Medeni Hukukumuzda Tüzel Kişiler, İstanbul, 1982 V. 232). Bilindiği gibi dernekler, kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmek üzere, kişilerin bilgi ve çalışmalarını belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmek üzere, kişilerin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmeleri suretiyle oluşur (2908 sayılı kanun madde 1). Dernekler, siyasi parti olmadıkları için büyük sayılara varan üyelere çoğu zaman ihtiyaç duymadıkları söz götürmez. Bazı hallerde üye fazlalığı ortak amacın gerçekleşmesini dahi engelleyebilir. Onun için bu ve başka sebeplerle bazı derneklerde, üyelerin derneğin imkanlarından (sözgelimi, lokal, okuma, spor ve oyun salonları vs) yeterince faydalanabilmeleri için sınırlamalar getirilebilir. Mesela birçok derneklerde ancak ölen ya da ayrılan üyelerin yerine yenilerinin alındığı bilinmektedir. Öyle ise Mahkemece kabul edildiği gibi yalnızca Dernekler Kanununun 16 ncı maddesindeki üyelik şartlarını taşınmak, başlı başına derneğe üye olabilmek için yeterli sebep değildir. Çünkü bir derneğe üye olabilmek şartlarını taşıyan binlerce insan bulunabilir. Bu kadar çok kişinin belli bir dernek çatısı altında toplanması imkansız ve hatta derneğe zararlı bile olabilir.
Burada incelenmesi ve üzerinde önemle durulması gereken husus, üyeliğe kabulde yetkili dernek organının Medeni Kanunun 2 nci maddesindeki dürüstlük kuralını gözönünde bulundurup bulundurmadığı ve üyeliğe kabul edip etmeme hakkını objektif kıstaslara göre kullanıp kullanmadığıdır. Ne var ki davalı dernek tüzüğünün 4 üncü maddesinde "Yönetim Kurulu herhangi bir sebep göstermeksizin üyelik talebini reddedebilir" denilmek suretiyle bu konuda yönetim kurulu kesin yetki ile donatılmış ve sebep göstermekle yükümlü tutulamamıştır. Bu durum karşısında gösterilmeyen ve gösterilmek zorunda da bulunulmayan, dolayısıyla bilinmeyen bir sebebin objektif iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığını belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Böylece de yönetim kurulunun sebep göstermemesi doğrudan dernek tüzüğünden kaynaklanmış olduğundan, mahalli mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Diğer taraftan ilgili tüzüğün söz konusu 4 üncü maddesinin hangi kanuna aykırı olduğu da anlaşılmamış ve böylece Mahalli Mahkemenin bu gerekçesi de boşlukta kalmıştır. Bütün bu sebeplerlen davanın reddi gerekirken yazılı sebep ve düşüncelerle yönetim kurulu kararının iptal edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA 5.3.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.