 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 1987/4991
K: 1987/6008
T: 07.07.1987
DAVA : (A.G.G.) ile (S.G.) arasınaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair velien hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkik davacı; duruşmasız olarak ra temyizen tetkikidavalı tarafından istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Medeni Kanunun 132. madesine göre terk sebbei ile açılan boşanma davalarının red edilebilmesi için, davalı eşin evi haklı sebeple terk etmesi değil, usulüne uygun davete rağmen muhik sebep olmaksızın ihtara uymadığının (başka bir anlatımla haklı bir sebeple birlik dışında kaldığının) ispatlanması zorunludur. İspat yükü de, davalı eşe düşer. olayda daval eş, ortak konutu haklı sebeyplerle terkettiğini savnumşu ve bu yolda delil sunmuştur. Bunlar arasında en önemlisini oluşturan husus, davalının alkolik olduğu iddiasıdır. Ne var ik ihtar tarihinde davalının eve dönmesini engelleyecek ve davalı eş yönünden ciddi tehlike doğuracak nitelikte bir alkol bağımlılığının varlığı ispatlanmamıştır. Öte yandan davalının davete uyması halinde dövmenin tekrarlanacağı hususu da ispat edilmemiştir. Şu duumda davalı eş, evi terkte haklı olsa bile davete umamakta haklılığı belirlenmediğinden, boşanmyaa karar verilmesi gerekirken Medeni Kanunun 132. maddesine yanlış anlam verilerek isteğin red edilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2 - Boşanma davası açılmakla eşler ayrı yaşamak (M.K. 162/2) ve davalı eş gerek kendisi ve gerekse yanında bulunan çocukları için nafaka istemek (M.K. 137) hakkına sahip olur. Boşanma davası açılmadan önce eşler arasında nefakaya ilişkin bir kararın mevcut olması, boşanma davası açıldıktan sonra bu konuda yeni bri talebin yapılmasına engel değildir. Öyle ise tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutularak, istek tarihinden başlamak ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmek üzere, davalı eş ve yanında bulunan müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına karar verilmesi zorunlu iken olaya uymayan yanlış düşüncelerle isteğin red edilmesi ayrıca bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın birinci maddede gösterilen sebeple davalı yararına ikinci maddede gösterilen sebeple de davalı lehine BOZULMASINA 7.7.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.