 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/675
K: 1987/1853
T: 10.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Nazilli Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 5.5.1986 gün ve 243/177 sayılı hükmün bozulmasına dair daireden verilen 24.11.1986 gün ve 11727-12314 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazdan 1008 ada 74 parsel sayılı taşınmaz, 1/3'er eşit paylarla davacılar ve davalı adına müşterek (paylı) mülkiyet üzere tapu sicilinde kayıtlıdır. 1062 ada 1 parsel sayılı nizalı taşınmaz ise 1/3'er paylarla davacılar ile dava dışı Güngör isimli kişinin müşterek mülkleridir. Davalının, bu taşınmazda sicile geçen herhangi bir payı yoktur. Ne varki, dava dışı paydaş Güngör, 1062 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki payının satışını, 5.2.1976 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile davalıya vaadetmiş durumdadır.
Bilindiği gibi, Medeni Kanunun 625/1. maddesi hükmünce paydaşlardan her biri müşterek menfaatler için öteki paydaşları temsil edebilir ve paydaşlardan biri ya da birkaçı ilke olarak müştereken maliki bulunulan taşınmaza üçüncü kişilerin elatmalarının önlenmesi davasını açabilirler. Burada ortak yararların haklı gösterdiği yasal temsil söz konusudur.
Somut olayda davalı, dava dışı paydaş Güngör'e ait payın satışı kendisine vaad edilen kişidir. Her ne kadar noter satış vaadi sözleşmesi ilgilisine ayni değil, kişisel hak sağlar ise de; bu sözleşme karşısında davacıların az önce belirtilen yasal temsili haklı gösterir neden artık ortadan kalkmıştır. Diğer bir anlatımla davacıların bu davada dışı paydaş Güngör'ü temsil ettiklerinden söz edilemez. Esasen, davacıların dava dilekçelerideki istekleri de toplam 2/3 oranındaki paylarına elatmanın önlenmesi ve buna isabet eden ecrimisilin ödetilmesi şeklindedir.
O halde, mahkemece, değinilen ilke gözetilmek ve istekle bağlı kalınmak suretiyle dava konusu her iki taşınmazın tamamını elinde bulunduran ve yararlanmayı engelleyen davanın davacılara ait toplam 2/3 paya elatmasının önlenmesine ve anılan paya isabet eden ecrimisilin kendisinden alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Belirtilen yönler davalının karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla:
O halde, mahkemece, değinilen ilke gözetilmek ve istekle bağlı kalınmak suretiyle dava konusu her iki taşınmazın tamamını elinde bulunduran ve yararlanması engellenen davalının davacılara ait toplam 2/3 paya elatmasının önlenmesine ve anılan paya isabet eden ecrimisilin kendisinden alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Belirtilen yönler davalının karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla:
HUMK.nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin yanılgılı değerlendirmeye dayanan 24.11.1986 tarih 11727/12314 sayılı kararının ortasından kaldırılmasına,
SONUÇ : Nazili İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 5.5.1986 tarih 243/177 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 10.3.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.