Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/1897
K: 1987/3765
T: 22.04.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonunda Yerel Mahkemece verilen 6.11.1986 tarih ve 1986/65 esas ve 1986/576 sayılı karar, davalılardan M. Nuri tarafından yasal süre içzerisinde temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 2510 sayılı Yasa ile verilen taşınmazlarla ilgili tapu kayıtlarının, aynı Yasanın 30 ve ek 18. maddelerine dayanılarak iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Gerçekten 21 parça taşınmazın sözü edilen yasaya göre dava dışı Mirdes, karısı Muzaffer ve kızları Mınay, Yıldız ve davalı Gevher adlarına 1940 yılında tahsis, 1941 yılında da tapuya tescil edildiği, davalı Sevher (Gevher) dışındaki paydaşların 1951 yılında toplak 4/5 olan paylarını satarak davalı M. Nuriye'ye temlik ettikleri, tapu kayıtlarının 1954 yılında yapılan tapulama tesbiti ile dava konusu 19 adet parsele revizyon gördüğü, 115 hissenin yazıldığı, Hazinenin itirazı üzerine, Tapulama Mahkemesince 24.3.1981 tarihinde 1981/237 esas 1981/128 sayılı ilamla görevsizlik kararı verildiği, bu karardan sonra Elazığı İkinci Asliye Hukuk Mahkemesince 24.3.1981 tarihinde 1981/237 esas 1981/128 sayılı dosyasında davaya devam edildiği ve usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından bir karar verilmesine mahal olmadığı yonuda hüküm kurulduğu 10.1.1985 gününde de temyize konu davanın açıldığı dosya içeriği ve toplanan delillerle kanıtlanmıştır. Mahkemece Sevher (Gevher) hakkında açılan davanın reddine, M. Nure aleyhinde açılan davanın kabulüne kara verilmiştir. Ancak, yerel mahkemenin değerlendirmesi yanılgıya dayandığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de anılan şekilde hüküm kurulmasına yeterli bulunmamaktadır. Şöyleki:
1 - Davalı M. Nuri'nin temyiz itirazı yönünde 2510 sayılı Yasanın 30. maddesinde hükme bağlanan on yıllık temlik yasağı süresinin, tahsis kararının onay tarihinden mi, yoksa taşınmazın tapuya tescil tarihinden mi başlayacağı hususu davanın odak noktasını teşkil etmektedir. Bu yöne ilişkin yasada bir açıklık bulunmamaktadır. O halde sorun, yasa koyucunun amacına, MK.nun genel hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Tahsis kararının kesinleşmesi, daha açık bir anlatımla onay tarihinde itibaren mülkiyetin ilgilisine geçeceği aynı Yasanın 23. maddesinde kesin olarak belirtilmiştir. MK.nun 618 ve izleyen maddeleri uyarınca onaylanan birlikte taşınmazın mülkiyetine bağlı bütün hak ve yükümlülükler bu arada mülkiyet hakkının doğal sonucu olanı "temlik" hakkı da yeni malike aktarılmıştır. Bu tarihte henüz tapu kaydının iskan edilen adına oluşmaması hakkın özünü etkilemez. Temlik hakkının elde edilmesi başka, şekli şartın gerçekleşmemesi nedeniyle kullanılmaması başkadır. Somut olayda MK.nun 633/son ve 134 maddeleri, temlik hakkının tescille birlikte doğacağının kabulünde yasal bir dayanak olamaz. Bu durumda temlik yasağının mülkiyetle birlikte geçen temlik hakkının doğduğu tarihten başlatılması zorunludur. Bu düşünce yasa koyucunun amacına da uygun düşmektedir. 30. maddede iskanen verilen taşınmazları on yıl süre ile iskan hakkı sahibinin mülkiyetinde tutmak amaçlanmıştır. Temlik yasağının tescil tarihinden başlayacağı kabul edildiği takdirde, amacın dışına çıkılmış, şekle bağlı kalınarak mülkiyet hakkı daha uzun süre kısıtlanmış olacaktır. Bunun yanında 43. madde onay tarihi ile tescil tarihi arasında en çok 3 aylık bir süre getirdiği halde, tescil işlemi çok daha uzun süre sonunda yapılmaktadır. Geç tescil olgusu tamamen iskan edilen kişinin iradesi dışında, Hazinenin kusurlu davranışından kaynaklanmaktadır. Temlik yasağının tescil tarihinden başlatılması Hazinenin kusurundan iskan hakkı sahibinin zarar görmesi soncunu doğurur.
Hal böyle iken, çekişmeli taşınmazların tümünün iskan kayıtlarının getirtilip onay tarihi ile satış tarihi arasında 10 yıllık sürenin geçip geçmediğinin saptanması hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken tescil tarihi esasa alınarak bu davalının tapu kaydının iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
2 - Hazinenin temyiz itirazına gelince: Dava dilekçesinde açıkça 18. maddeye dayanıldğına göre davalı Sevher (Gevher)'in taşınmazları üç yıl işletip işletmediği yönünden taraf kanıtlarının toplanması, tanıklarının dinlenmesi, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile ve payını satmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle yukarıda bir ve iki nolu bentlerde açıklanan nedenlerden ötürü hükmün birinci bendi oyçokluğu, ikinci bendi oybiriği ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyi edene geri verilmesine 22.4.1987 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
2510 sayılı İskan Kanununun 23. maddesinde iskan tevzi defteri veya tahsis kararlarının mahalli mülki amirince onaylanmasının temlik olduğu belirtildikten sonra, 30. maddesinde "bu taşınmazlar on yıl süre ile hiçbir suretle satılamaz, bağışlanamaz, terkin edilemez, haciz olunamaz, tapularına o yolda kayıt düşürülür" hükmü getirilmiştir. 43. maddede, dağıtım defterlerinin tapu idaresine gönderilmesinden sonra da tescil işleminin yapılması ve hak sahiplerine tapularının verilmesi öngörülmüştür.
Hemen belirtmek gerekir ki, 2510 sayılı Yasanın 30. maddesindeki takyitler mülkiyetin yasadan kaynaklanan sınırlandırması olduğu cihetle kural olarak ve MK'nun 657. maddesi hükmünce tapuya şerh verilmese dahi hüküm ifade eder. Ancak yasada, mülkiyeti on yıl süre ile sınırlandırmanın; iskan hakkı sahibine mülkiyetin geçmesini sağlayan dağıtım defterlerinin mahalli mülki amirin onay tarihinden mi, yoksa tapuya tescil tarihinden mi başlayacağı hususunda bir açıklık yoktur. Bir konuda özel kanunun da düzenleme getirilmemesi durumunda sorunun genel kanuna göre çözüme ulaştırılması gereği de vazgeçilemez bir temel usul kuralıdır. Bu itibarla takyidin başlama tarihinin saptanmasında genel kanun olan Medeni Kanun, hükümlerinin gözönünde tutulması zorunludur.
Medeni Kanunun 633. maddesinde taşınmaz mal mülkiyetini edinmek için tapu siciline kaydın şart olduğu vurgulanmakdıktan sonra tescilden evvel malik olma hakkı tanıyan istisnalar gösterilmiş ve tescil merasini ikmal edilemedikçe temliki tasarrufta bulunamayacağı genel hüküm olarak belirtilmiştir. Olayda da İskan Yasasının 23. maddesi gereğince mülki amirin dağıtım defterini onay tarihinde taşınmazın mülkiyeti iskan hakkı sahibine geçmiştir. Ancak hak sahibi bu yer adına tapuya tescil edilmedikçe temliki tasarrufta bulunamaz. Temelde Hazine adına tapuda kayıtlı olan ve onayla mülkiyeti kendisine geçen hak sahibi adına sicil oluşmadıkça bu yeri başkasına temliki tasarrufta bulunup devredemeyeceği gibi tescil tamamlanmadığından üzerinde rehin de kuramaz.
Bir hakkın kullanılması yasağından söz edilebilmesi için o hakkın kullanılabilir olması gerektiği aşikardır. Oysa onayla mülkiyet hak sahibine geçmişse de salt bugeçiş kendisien temliki tasarruf yapma yetkisi veremeyeceğinden temelde tapulu olan bu yeri başkasına geçerli biçimde satışı yahut rehnetmesine olanak yoktur. Kullanılma imkanı bulunmayan bir hak için de yasaktan söz edilemez. Mahkemece de temlik yasağı tescil tarihinden başlatılarak hüküm kurulduğu cihetle davalı Sevher (Gevher( dışındaki davalılar hakkındaki yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, tahkike sevki öngören bozma karırının birinci bendine katılamıyoruz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini