 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/18
K: 1987/1762
T: 05.03.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, 401 parsel sayılı taşınmazı Adana Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'nun ihalesinden satın aldığını, ancak tapudaki işlemin yapılmamasından yararlanan paydaşların 8960-86016 hisseyi kötü niyetli davalıya temlik ettiklerini ileri sürerek iptal ve tescil istemiştir. Davalı kooperatif, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının kötü niyeti kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresinde davacı tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacının 401 parsel sayılı taşınmazın tamamını 3.1.1973 tarihinde yapılan izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) satışından iktisap ettiği, hal böyle iken tapuya tescil için yazılması gereken tezkerenin gecikmesinden yararlanan önceki tapu paydaşlarından Salim ve Halil'in sicilde henüz terkin edilmeyen paylarını 28.3.1975 tarihinde davalı yapı kooperatifine kayden sattıkların sabittir. Esasen, bu yön yerel mahkemenin de kabulündedir. MK.nun 633. maddesi hükmünce cebri ihale yoluyla taşınmazınmalı iktisap eden, tapuya tescilinden önce ona malik olur. Öte yandan ortaklığın giderilmesine ilişkin ihaleler, cebri ihale niteliğindedir. Somut olayda, davalı yapı kooperatifi başkanının ihale yoluyla mülkiyeti davacıya geçen ve bundan ötürü de sebepten ve illetten yoksun kalan kayda dayanarak pay iktisap ettiği açıktır. Bilindiği üzere taşınmaz malın tescili, sebepli bir hukuki işleme dayanır. Haklı sebep olmaksızın yapılan tescil ayni bir sonuç doğurmaz. Bunun istisnası (ayrıcası), iyiniyet sahibi üçüncü kişiler yönünden MK.nun 931. maddesi ile konulmuş kurala bağlanan durumdur. MK.nun 931. maddesinde sözü edilen iyiniyet ise aynı Kanunun 3. maddesinde deyimini bulan subjektif iyiniyettir. Bu itibarla olayın özelliklerine göre kendisinden beklenen ihtimamı (özeni) sarfetmeyen kişi iktisabında iyi niyetli olarak kabul edilemez. Gerçekten MK.nun 931. maddesi satıcının ya da satıcıların kötüniyetli olması, satın alan üçüncü kişinin iyiniyetinin yasal himaye (koruma) altında bulunmasını önlemez. Ne var ki, dosya içeriğinden toplanan delillerden ve özellikle tanık anlatımlarından olayda davalı yapı kooperatifi başkanının, kayden iktisap ettiği payların önceden yapılan cebir ihale niteliğindeki satış ibe sebepten ve illetten yoksun hale geldiğini bildiği, en azından bilebilecek durumda olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 5.3.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.