 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/1452
K: 1987/4579
T: 12.05.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen davada: Davacılar, muris (M.K.)'un 448 ada 1 parsel 201 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarını 3.7.1965 tarih 929 no'lu satış vaadi sözleşmesiyle davalıların miras bırakanı (M.D.)'ye vaad edildiğini (M.K.) aleyhine 25.2.1983 tarihinde cebri tescil davasını açtıklarını ve ilanen tebligat sonunda 11.6.1984 tarih 61/134 sayılı ilamla tescile karar verildiğinden kayıtlarının iptalini, adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, henüz taşınmazların tescil işleminin yapılmadığını, bu nedenle davananın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Yerinde olmayan davanın reddine ilişkin kararın durşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar,miras bırakan (M.K.)'un, davalılar tarafından taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak aleyhine 25.2.1983 tarihinde açılan ferağa icbar davasından önce 23.10.1981 gününde ölmüş bulunduğu dosyaya konulan mirasçılık belgesinden anlaşıldığı gibi, bu husus taraflar arasında da tarıtışma konusu değildir.
Oysa, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı 4.5.1978 gün 4/5 sayılı Yargıtay inançları birleştirme kararı gerediğidir. Bu itibarla, ölü kişi aleyhine açılan davada verilen karar yok hükmündedir, mirasçılarını bağlamaz. Dava açıldığında davalı ölmüş olduğuna göre, davada taraf ehliyeti davalınınmirasçılarına düşer. Mirasçılar da o davada taraf bulunmadığı cihetle verilen hükmün mirasçılar hakkında kesin hüküm teşkil edemeyeceği de kuşkusuzdur. Bu nedenle, davacıların tapu iptal ve tescil davası açma haklarının varlığı aşikardır. Olayda tescil davasının kabulüne ilişkin ilamın kesinleşmesiyle Medeni Kanunun 633. maddesi hükmüm gereğince dava konusu taşınmazın mülkiyeti tescil davacılarına geçmişse de, ilam tapuda infaz ettirilmediğinden adlarına sicil oluşmamıştır. Sicilde kayıt olmadıkçada iptal davasınkın yürütülmesine olanak yoktur. Hal böyle olunca, somut olayın özelikleri gözönüne alınarak hukuksal ve sağlıklı çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle davacıya kesinleşen tescil hükmünü infaz ettimesi için yetki verilerek davalılar adına sicil oluşturulmasının sağlanması ve davalılar adına kayıtın kurulmasından sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile davacıların ancak yargılamanın iadesini isteyebilecekleri, tapu iptal davası açamıyacaklarından bahisle davanı reddedilmesi isabetsizdir.
Bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca belirtilen nedenden ötürü BOZULMASINA, 12.5.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.