 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/1244
K: 1987/2923
T: 02.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki görülen davada; davacılar, Küçükakören Köyü 137 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesini, üzerindeki binanın kal'ini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı A. Rahman'ın elatmanın önlenmesine, en az malzeme bedelinin bu davalıya ödenmesi koşuluyla üzerindeki binanın davacıya bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı A. Rahman tarafından süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava; ister red, ister kabulle sonuçlansın, taraflar kararı, ister beğensin ister beğenmesin, asıl olan, sağlam bir soruşturmaya dayanan hukuksal gerekçeler üzerine tüm sentezleri ile oturmuş, üzerinde hiç bir kuşku gölgesi taşımayan, özgün hükmü kurabilmektir. Amaç budur. Uyuşmazlığın özüne inmeden şekil kurallarına sımsıkı bağlı kalındığı ve yüzeysel soruşturmalarla yetinildiği takdirde, adalete giden yollar üzerindeki barikatları aşma olanağı yoktur.
Bu genel açıklamadan sonra, davaya konu maddi olaya bakıldıkça; iddia ve savunmanın hiç bir noktada bir birine yaklaşmadığı, davalının özel olarak yaptırdığı ölçüme göre, elatmasının sözkonusu olmadığı buna karşın, mahkemece görevlendirilen uzman bilirkişinin elatmayı saptadığı anlaşılmaktadır. Hiç kuşkusuz dava dışında, tek yanlı olarak yaptırılan özel ölçüm sonuçları, kesinlikle mahkemeyi ve davacıyı bağlamaz. Hakimin bu yasal kurala bağlılığına da karşı çıkılamaz. Ne varki, hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporu, özel ölçüm sonuçlarını, bilimsel ve kadastral yönden bir kalemde değersiz kılacak güç ve nitelikte değildir. Bu raporda hangi değişmez noktaların ve röperlerin esas alındığı ölçümün hangi değişmez noktaların ve röperlerin esas alındığı ölçümün hangi kadastral alet ve yöntemlerle yapıldığı açıklanmamıştır. Gerçi aynı noksanlık, özel rapor için de sözkonusudur. Amaç, hangi raporun üstün tutulması gerektiği yolundaki sorunun doyurucu bir yanıtı, dosya içeriğinde ve gerekçeli kararda yer almamış, tartışması dahi yapılmamıştır. Bu haliyle soruşturma, isabetli bir hüküm kurmaya, temyiz itirazlarını çürütmeye yeterli değildir.
Seçilecek uzman bilirkişiye yada kuruluna, yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda yeniden uygulama ve inceleme yaptırılması, tartışmasız biçimde kabul edilebilecek kesin sonuçlara göre hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.4.1987 tarihinde oybirliği ile karar verildi.