 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
E: 1987/10547
K: 1987/12987
T: 25.12.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, müvekkiline ait tapulu taşınmazın kapsamında kalan çekişmeli duvara davalının ağaç dayamak ve saç atmak suretiyle elattığını ileri, sürmüş, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, duvarın müşterek olduğunu ve müştereklikten kaynaklanan hakkını aşan bir tecavüzünün bulunmadığını savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine, savunmaya ve yerel mahkemenin de nitelendirmesine göre yanlar arasındaki uyuşmazlığın taşınmazlarını ayıran ortak sınırda çok önceden yapılmış çekişmeli duvarın yalnızca davacıya ait bir duvar mı yoksa müşterek duvar mı olduğu noktasında kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ne varki, mahkemece yapılan inceleme ve uygulama bu konuya sağlıklı ve kesin bir açıklık getirilememiş soruşturmaya dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Belirtilen türdeki uyuşmazlığın çözümünde yöresel örf ve geleneklerin de gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Yargısal uygulamalarda bu doğrultudadır. O halde, çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişilerden seçilecek yerel yapılmalı, çekişmeli duvarda açılmış dolap, ocak,.. gibi kullanmaya elverişli boşluklar mevcut ise, duvarın, boşlukların açıldığı tarafın taşınmazına dahil olduğu kabul edilmelidir. Duvarın taraf taşınmazlarına bakan her iki yüzünde yukarıda değinildiği şekilde boşluklar varsa müşterek bulunduğu sonucuna varılmalıdır. üzerinde aidiyeti saptamaya elverişli boşluklar yoksa, duvarın inşa şekli ile inşaatta kullanılan malzeme ve öteki yönler keşif yerinde hazır bulundurulan inşaat mühendisi sıfat ve yeteneğini taşımazlarındaki binalardan hangisinin inşa tarzına uygunluk ve bağlılık gösterdiği belli edilmek suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmelidir.
Açıklanan içerikte ve nitelikteki bir uygulamanın çekişmeli duvarın münhasıran davacıya ait olduğunu ortaya koyması halinde dava kabul edilmeli, aksi takdirde (duvarın müşterek olduğunun anlaşılması durumunda) ise, davalının kullanmasının müşterekliğini sağladığı hakkı ve sınırı aşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmelidir.
Yerel mkahkemenin, tüm bu hususlar kapsayacak şekilde bir inceleme ve uygulama yapmadan noksan soruşturma ile yetinerek yazılı olduğu üzere hüküm kurması isabetsizdir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.12.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.