 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1987/600
K: 1987/602
T: 28.09.1987
DAVA : Taraflar arasında, kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 178, 159, 86 parsel sayılı 5000, 5950, 29900 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği satın alma nedeniyle davalı Cemil ve Alkan adına tesbit edilmiştir. İtirazı Tapulamak Komisyonu'nda reddedilen davacı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açılmıştır. Dava sırasnda Zarife vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalılar 12.6.1952 tarihli satın alma senedine dayanmışlar ve ayrıca satışı tanık beyanları ile ispat edeceklerini bildirmişlerdi. Mahkeme senedin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde yazılı şartları ihtiva etmediği düşüncesi ile geçersiz sayılmış ve buna göre hüküm kurulmuştur. Satış senedinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde öngörülen şartlara uygun olarak yapılmaması satışın geçersiz, olduğu anlamını taşımaz bu itibarla mahkemece senette isimleri yazılı muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri ile tarafların isimlerini bildirdikleri tanıklar celp edilip ayrı ayrı dinlenmeli, satışın varolup olmadığı sorulmalı, satışıun yapıldığı iddia edilen tarihte kök muris Etem'den intikal eden taşınmazların Etem mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği üzerinde durulmalı , taşınmazların kim tarafından ve ne suretle kullanıldığı, toprak komisyonu tutanaklarından da istifade ile tanıklar aracılığıyla belirlenmeli, gerek görüldüğü takdirde bu hususta komisyon belirtmelerinde görev alan muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleriyle, bilirkişiler re'sen dinlenmeli, araziler üzerinde davalı tarafın kullanımı varsa bunun dayanağının nedenleri araştırılmalıdır. Belirtilen bütün bu hussuslar araştırılmadan dayanılan senedin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesindeki koşullarını içermediğinden söz edilerek davanın kabulüyle hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmasına yer olmadığına, 28.9.1987 gününde oybirliği ile karar verildi