 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1987/22888
K:1989/10805
T:29.06.1989
- KADASTRO TESBİTİ
- MİRİ ARAZİ
- ZİLYETLİK
- MAHLULAT KAYDI
ÖZET : Milli arazinin zilyetlikle mülk edinilmesi olasıdır. Ancak, kişinin mirasçı bırakmadan ölmesi durumunda mirası yasalar uyarınca Hazineye geçer.
Bu yolla Hazineye geçen taşınmazların zilyetlikle kazanılması [iktisabı] olanak dışıdır. Mahluhat kaydı tapu niteliğinde değildir.
(3402 s. Kadastro K m. 18/2, 14, 20/son)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro tesbiti sırasında 96 parsel sayılı 62.700 metrekare miktarındaki taşınmaz, T.sani 1307 tarih, 25 numaralı tapu kaydı ve 3.5.1333 tarih, 10 numaralı mahlulat kaydı nedeniyle davacı Hazine ile davalılar adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine tarafından Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan elatmanın önlenmesine ilişkin dava görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmış, kadastro tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Hazine'nin davasının reddine ve taşınmazın davalılar adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı hazine, 3.5.1333 tarih, 10 numaralı mahlulat kaydına, davalılar ise, sani 1307 tarih, 25 numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmışlardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü, davacı Hazine'nin dayanağını oluşturan mahlulat kaydının tapu kaydı niteliğinde olup olmadığı ve davalıların tapu kaydı miktarından fazla olan araziyi zilyetlikle iktisap edip edemeyeceklerine ilişkindir.
Mahlul arazi, 1858 tarihli eski Arazi Kanununa göre mir? arazinin Hazine tarafından kişilere tefvizinden sonra aynı arazinin mutasarrıfının mirascı bırakmadan ölmesi veya arazinin üç yıl süreyle özürsüz olarak kullanılmaması sebebiyle tekrar Hazineye geçmesi demektir. Tapu idareleri tarafından önceleri mahlul olan arazi için herhangi bir defter veya kayıt tutulmamakta ikan defteri Hakan Emanet Tahrirat İdaresi'nin evvel 1331 tarih ve 82 yazıları ekinde gönderilen talimat uyarınca, mahlul araziler için mahlulat defterleri tutulması öngörülmüştür. Bu defterlere mirasçı bırakmaksızın ölen, tabiiyetten iskat edilen, halkının terkidiyar etmesi ile mülkiyet ve tasarruf hakkı mahlulen Hazine'ye intikal eden taşınmazlar ile mevat araziden iken kişiler tarafından ruhsatsız imar ve ihya edilen ve bu nedenle misli bedel tayin olunan veya belirli sürede imar ve ihya edilmek üzere kişilere tahsis olunan ve ihya edenler adına tescillerinin yapılabilmesi için merkez emri beklenen taşınmazların kaydına ilişkin defterlerdir.
Mahlulat defterleri tapu idareleri tarafından tutulmakta ise de, bir kayıt veya defterin tapu niteliğinde olduğunun kabulü için iki temel şartın birlikte mevcut olması gerekir. Bunlardan birincisi, tutulan kayıt ve defterin taşınmaz malların mülkiyet ve tasarruf hakkını belirtmesi, ikinci ise, mülkiyet ve tasarruf haklarına ilişkin devir ve temlik işlemlerinin o defter üzerinden yapılabilmesidir. Mahlulat defterleri mülkiyet ve tasarruf durumunu göstermediği gibi, mülkiyet hakkının devir ve temlikine ait işlemlerin de bu defterler üzerinden yapılması söz konusu değildir. Mahlulat defterlerindeki kayıtlar mahuflat sebep ve olgusunu gösteren, imar ve ihya eden kişiler yönünden 1515 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Tüzük ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinin son fıkrasında belirtilen ve zilyetliği isbata yarayan belge niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle, mahlulat kaydının tapu olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Kural olarak eski Arazi Kanununun 78. maddesine göre miri arazinin zilyetlikle mülk edinilmesi mümkündür. Ancak, kişinin mirascı bırakmadan ölmesi durumunda mirası kanunlar uyarınca Hazine'ye intikal eder. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2. maddesi gereğince Kanunlar uyarınca Hazine'ye intikal eden taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Dava konusu olayda, Hazine'nin dayandığı 3.5.1333 tarih ve 10 numaralı mahlulat kaydının imar ve ihya edilmek üzere kişilere tahsis olunan arazinin süresinde imar ve ihya işlemine başlanmaması ve tamamlanmaması nedeniyle tahsise konu olan arazinin mahlul olduğu ve bu nedenle mahlulat kaydı oluşturulduğu belirlenmiştir. Mahlulat kaydı tapu niteliğinde olmadığından ve kaydın oluşturulmasındaki nedenler karşısında davalı tarafın tapu kaydı miktar fazlasını oluşturan araziyi zilyetlikle itisabi mümkündür. Kayıt miktar fazlası olan arazi yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/son ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartalarının davalı taraf yararına oluştuğu mahkemece mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile saptanmıştır. Açıklanan nedenlere ve mahkeme hükmünde yazılı diğer gerekçelere göre davacı Hazine'nin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün (ONANMASINA), 29.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.