 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1987/3554
K: 1988/2406
T: 23.06.1988
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Manavgat Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 18.5.1987 tarih ve 246-678 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle mahkemece temerrüt tarihinden itibaren işleyen faiz esas alacağa ilave edilerek hüküm kurulmuş olmasına, faizin gider vergisinin mükellefi davacı idare olup, verginin ayrıca davalıya yükletileceği hususunda sözleşmede bir hüküm mevcut bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan, davacı vekilinin ise yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Hükme dayanak yapılan 16.3.1987 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, davacı idareye mensup bir müfettişin raporunda belirttiği rakamlar esas alınarak bir kısım ödemelerin fazladan yapıldığı belirtilmiş ve davalının borcu bu yöntemle tesbit edilmiştir. Oysa teftiş raporunu veren kişi idareye mensup bir memur olmak itibariyle yaptığı hesapların hükme dayanak yapılması hukuken mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, gerek Kalkan gerekse İbradı'da yapılan inşaata ilişkin hakedişler, bunların dayanağı olan yeşil defter, ataşman ve tutanaklar, kazı işinin bulunduğu yerde plankoteler ve klas zabıtları ayrı ayrı incelenerek, metraj ve bedellerin hakedişlere gerçek yönleriyle geçip geçmediği, sözleşme eki B.İ.G.Ş. nin 33 ve 34. maddeleri gözönünde tutularak ve hakedişlerde yapılan düzeltmelerin yüklenicinin imzasından sonra yapıldığı dikkate alınarak kesin tasfiye hesabını çıkarmak ve sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
3 - TTK.nun 8/2. madde hükme gereğince faizin ana paraya eklenerek tekrar faiz yürütülmesi ancak borçlu bakımından ticari iş mahiyetini haiz olan karz akitlerinde mümkün olduğu düşünülmeden temerrüt faizinin ana paraya ilavesi suretiyle dava tarihinden itibaren faize faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,davacının fazla ödediği temyiz peşin harcı ile davalılının ödediği temyiz peşin harcının istek halinde kendilerine iadesine, 23.6.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.