 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1987/270
K: 1987/3748
T: 03.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Çerkezköy Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - Davalı, davacı şirketin Kapaklı köyündeki tesislerinin su ihtiyacını karşılamak için su kuyusu açmayı istlenmiştir. Akdi ilişki konusunda taraflar arasında bir uluşmazlık mevcut değil ise de, işin kapsamı hususunda yazılı bir sözleşme yapılmış değildir. Ne varki, davalı yüklenicinin düzenlediği 25.8.1983 tarihli fatıru ile 28.8.1984 tarihli faturada yapılacak işlerin nelerden ibaret olduğu belirtilmiş olup, davacı iş sahibinin fatura içeriğine herhangi bir itirazı olmamıştır. Sözü edilen faturalar incelendiğinde davalının üstlendiği işin derin kuyu açılması, boru techizi, çakıllama ve kuyu temizliğinden ibaret olduğu anlaşılacaktır. Görülüyorki kuyu açma işinde kullanılacak malzemeler davacı iş sahibi tarafından temin edilmesi öngörülmüştür. 10.7.1985 havale tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davacının kuyuda kullanılmasını düşündüğü dalgıç motopompun en küçük çaplısı dahi 6 inç olup, bunun için kullanılacak sondaj borusunun 8 inç olması gerektiği halde, bu boruların kuyuda monte edilmesi çapı itibariyle mümkün değildir. Bu nedenle yuku ağız borucu 6 inç olan kuyuda 8 inçlik boru kullanılmamış, keşif sırasında bilirkişi tarafından müşahade edilen dalgıç pompasının bu borudan indirilmesi imkansız görülmüştür. Öte yandan, davacının temin ettiği plastik borular zorlama neticesinde zarar görebileceğinden, bu işte kullanılmasının istenmesi de hatalıdır. Nitekim benzer işlerde kaynaklı saç borunun kullanılmakta olduğu bilirkişi raporunda vurgulanmıştır.
Tüm bu olgular, davacının olayda kusurlu hareket ettiğini açık seçik göstermekte ise de, sondaj işinde teknik bilgiye sahip olduğu ve bunu meslek edindiği kabul edilmesi gereken davalı yüklenicinin de kendisine verilen mazlemenin işin icrasını tehlikeye koyacak niitelikte olduğunu derhal iş sahibine bildirmemek suretiyle kusurlu hareket ettiği ortadadır. (B.K.357/3. madde),
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, B.K.'nun 98. md. yollaması ile akitler hakkında uygulanması mümkün olan B.K.'nun 44 üncü madde hükmü gereğince taraflara atfı kabil kusur derecesini bilirkişi aracılığı ile tesbit ettirmek ve sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
3 - Dava kalemleri arasında kuyunun zamanında açılmaması nedeniyle günlüğü 1000 TL.dan 420 günlük kar yoksunluğunun da ödetilmesi isteği yer almaktadır. Bu konuda davacı tarafından yeterli ve geçerli bir delil verilmediği gibi bu husus mahkemece de inceleme konusu yapılmamıştır. O halde davacının objektif ölçüler içinde akdin ifası için ne kadar zaman beklemesi gerektiği konusunda (Bu tarihten sonra B.K.'nun 106 ncı maddesinde düzenlenen seçimlik haklardan birini kullanmak durumunda olacağından daha fazla beklemesi halinde zararın artmasına kendi fiili ile sebebiyet vereceği gözönünde tutularak) bilirkişiden görüş alınmalı, gerektiğinde B.K.'nun 42 nci madde hükmüne göre müsbet zarar miktarı takdir edilmelidir. Mahkemenin bu konuda inceleme yapmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurması yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda 1 inci bendde gösterilen nedenlerle davanın sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 ve 3 üncü bendlerde gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 3.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.