 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1987/2436
K: 1987/4535
T: 21.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Samsun Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı Hazine vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü : KARAR : Davacı Hazine vekili vergi borçlusu Otaş'ın diğer davalıya satıp ferağını verdiği taşınmazla ilgili tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece satın alan şirketin iyiniyetle hareket ettiği ve rayiç değeri üzerinden taşınmazı satın aldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
6183 sayılı yasanın 30 uncu maddesi gereğince amme alacaklarının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle borçlu tarafından yapılan bir taraflı tasarruflar tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür. Öte yandan satışın yapıldığı tarihteki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler de bağışlama hükmündedir. (6183 sayılı Kanunun 27 ve 28/2 nci maddeleri)
Olayda iptal davasına konu olan vergi borcu 1978 ve müteakip yıllara aittir. Davalı Otaş Otomobilcilik Ticaret A.Ş.'nin Hazineye olan vergi borcunun incelenmesi için teşkil edilen komisyonun incelemelere başlamasından sonra taşınmazın 12.7.1982 tarihinde satıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı üçüncü kişi durumundaki şirket, satışın daha önce yapıldığını ileri sürmekte ise de mübrez belgelerin haricen düzenlenmiş olması karşısında geçersiz olup satışın 12.7.1982 tarihinde gerçekleştirildiği sabittir. Bu tarih itibariyle taşınmazın gerçek değeri 42.073.171 lira olduğu halde, davalı F.K.K.Güney Oto Lastik Takoz Sanayii Ticaret A.Ş. taşınmazı 30.000.000 liraya satın almış olması ve gerek satıcı şirketin gerekse alıcının iştigal konuları bakımından borçlunun vergi borcu bulunduğunu ve amme alacağının tahsiline imkan vermemek için borçlunun tasarrufa giriştiğini bildiği veya bilmek durumunda olduğunun kabulü gerekir. Satılan taşınmaz, borçlunun hizmet binası ve arsasıdır. Aynı zamanda satın alan şirketin sınır komşusudur. Bundan başka tapu kaydına göre taşınmaz üzerinde çeşitli hacizler mevcut olup davalı satın alan bunları görerek ferağ işlemini sağlamıştır. Bütün bu olgular birlikte değerlendirildiğinde satın alan durumundaki davalı şirketin iyiniyetle hareket ettiği kabul edilemez.
O halde mahkemece tasarrufun borca yeter miktarının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davayı reddetmesi yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı Hazine yararına BOZULMASINA, 21.12.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.