 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1987/1136
K: 1987/3636
T: 22.10.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Şile Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına; özellikle davacı ve karşı davalı (R.Y.), 31.3.1986 tarihli sözleşmenin vekili tarafından imza edilmesinde ve 27.3.1986 tarihli vekaletnamesinin düzenlenmesinde rızasını ifsad eden bir halin varlığını usulen ispat edemediği gibi 6,7,8,42, 44 parsellerin ifraz ve tevhidlerine de kısmen iştirak etmek suretiyle kat karşılığı inşaat sözleşmesine de vakıf olduğu halde herhangi bir müddahalede bulunmadığı ve böylece anılan sözleşmenin hazırlık safhasına iştirak etmiş olduğu anlaşılmış olmasına göre temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Tevhit edilen 1986/145 esas sayılı dava dosyası nedeniyle davalı ve karşı davacı (A.O.Ö.) ve davalı (M.Ö.)'in temyizlerine gelince; H.U.M.K.'nun 388 inci maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle gerçekleştirilir. H.U.M.K.'nun 388/3 üncü madde ise, hükümde subuta eren hususlar ve bunlardan çıkarılan sonuçların hukuki sebepleriyle birlikte gösterileceği yazılıdır. Böyle olunca ana kural, tutanağa geçirilip tefhim edilen kısa kararın geçerli olmasıdır. Diğer bir deyimle gerekçeli karar, kısa karara aykırı bulunduğu takdirde mahkemelerin aleniyeti ve güven kuralanın gereği olarak gerekçeli karar geçersiz sayılmalıdır.
Olayda tefhim edilen kararda (Diğer davacı (A.O.)'ın davasının sübutuna) karar verildiği halde gerekçeli kararda adı geçen davacının tescil hakkı henüz doğmadığından tescil davası açmakta muhtariyetine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, sözleşmenin 3 üncü sahifasi özel şartlar bölümünde inşaata başladığı zaman arsa tapusu üstüne teminat ipoteği konmak şartiyle arsa tapusunun müteahhide verileceği kabul edilmiş olmasına göre ipotek tesisiyle birlikte tescile karar vermek, diğer bir deyimle birlikte ifaya olanak tanımak suretiyle hüküm kurmak olmalıdır. Mahkemenin bu yönü gözden kaçırarak ve çelişkili karar vermek suretiyle hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1 inci bentte açıklanan nedenlerle davacı (R.Y,)'ın bütün temyiz itirazlarının reddine, 2 nci bentte gösterilen sebeplerden dolayı hükmün davalı ve karşı davacı (A.Ö.O.) ile davalı (M.Ö.) yararına BOZULMASINA, 22.10.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.