 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/8017
K: 1988/127
T: 12.01.1988
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.10.1983 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 16.7.1987 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dillekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dairemizin 2.12.1986 gün ve 1986/5838-7674 sayılı bozma ilamında, davacıların, davalılara yediyüz bin lira ödedikleri, bu hususta iki adet bononun mevcut olduğunun ileri sürüldüğü ve bu hususun teyit edildiği, satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin iki milyon lira olduğu ve ödendiği yazılı olmasına rağmen bu bedelin tamamının ödenmediği, davacıların tescil isteyebilmeleri için ilk önce kendi edimlerini yerine getirdiklerini ispatlamaları icabettiği, kendilerinden ve vekillerinden bu hususta delilleri sorulmadan ve gereği yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilmesini doğru görülmediği belirtilerek daha önce tesis olunan hüküm bozulduğu ve bozma ilamına uyulduğu halde, söz konusu bozma ilamı gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamından sonra davacılar vekili toplam altıyüzyirmi bin liralık iki adet bono ve ibraname ibraz etmiştir. Zaten davalılar 1.11.1983 günlü dilekçelerinde, davacılardan seksen bin lira aldıklarını bildirmişlerdir. Davalılar vekili ise, 10.6.1985 günlü dilekçesinde, davacıların yediyüz bin lira ödediklerinin saptandığını açıklamıştır. Vaki ikrar, davalıları bağlar. Bu itibarla, yasal şartlara uygun biçimde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi iptal olunmadığına, geçerliliğini koruduğuna, davalılara satış bedeline mahsuben yediyüz bin lira ödendiğine göre, istekleri veçhile davacılara veya vekillerine arta kalan satış bedeli bir milyon üçyüz bin lirayı tayin edilecek tevdi mahalline veya mahkeme veznesine yatırmaları için uygun önel verilmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması icabederken uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden davanın reddi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.1.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.