 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/7979
K: 1988/126
T: 12.01.1988
DAVA : Davacı M. Mois vekili tarafından, davalı Samanlı Köyü aleyhine 18.4.1986 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda, davanın reddine dair verilen 2.12.1986 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı M. Mois vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, temliken tescil istemine ilişkindir. Samanlı Köyü muhtar ve ihtiyar heyetinin, 13.12.1968 günlü harici senetle, bu köye ait 2193 parsel sayılı taşınmazın 1399 m2. lik kısmını, Cemil'e sattığı ve satış bedelini tahsil ettiği, Cemil'in satınaldığı kısmı davacıya devrettiği, davacı M. Mois'in 2117 parseli de satınaldığı ve bu iki taşınmaz üzerine tekstil fabrikası yaptığı, bina değerinin zemin değerinden açıkça ziyade olduğu dosya kapsamı, mahallen yapılan keşif ve uygulama, bilirkişi ve tanık sözlerinden anlaşılmıştır.
5.7.1944 gün ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştime Kararında belirtildiği veçhile, haricen satınalınan taşınmaz üzerine alıcı bina yaparsa arsa sahibinin buna rıza gösterdiği ve alıcının iyiniyetle hareket ettiği kabul edilir. Alıcı yararına Medeni Yasanın 650. maddesi uygulanır. Ayrıca HGK.nun 6.2.1963 gün ve 1/124-18 sayılı içtihadlarında "Medeni Kanunun 650. maddesi, binayı yapanın onu yaptığı sırada yapı yapmaya, hiç değilse geçerli olmayan bir akit dolayısıyle hakkı olduğunu sanması ve yine bu sırada kendisinden beklenilen özenmeyi göstermiş olduğu halde sanmasının doğru bulunmadığını sezecek bir durumda olmaması halindedir ki, binayı yapanı korumaktır" denilmiştir. Açıklanan hukuki durum karşısında, davacı M. Mois, Samanlı Köyü'nce satılan taşınmazı Cemil'den devr alarak ve bu yerin kendisine ait olduğunu sanarak çekişmeli taşınmaza bina yapmış olmakla, Samanlı Köyü sözkonusu yere bina yapımına rıza göstermiş demektir ve davacı da bina yapımında iyiniyetle hareket etmiştir. Öte yandan, bina değerinin zemin değerinden açıkca ziyade olduğu saptanmıştır. Diğer bir anlatımla temliken tescil için Medeni Yasanın 650. maddesinde öngörülen subjektif ve objektif koşullar, davacı yararına gerçekleşmiştir.
Bu itibarla, fabrika binasının kapsadığı alanla, fabrikanın kullanılabilmesi için zaruri olan alanın saptanması, her iki alanın muhik tazminat karşılğı davacı M. Mois adına tescili gerekirken, yazılı olduğu veçhile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklana nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.1.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.