 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/5519
K: 1987/7791
T: 03.11.1987
DAVA : Davacı Hasan vekili tarafından, davalılar aleyhine 1312.1984 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.5.1987 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan Hasan ve Zehra vekilleri ile davalı Şükrü tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Arsa sahipleri Zehra ve Hasan ile yüklenici Şükrü, sonradan davaya katıldıklarına göre, davacıya, iki ayrı etapda dava peşin harcının ikmal ettirilmesi hususunda yasa hükümleri yerine getirilmemiştir. İşin esasına gelince;
Kural olarak arsa sahibi ile yüklenici arasında kat karşılığı inşaat yapılması hususunda sözleşme düzenlendiğinde ve sözleşme koşulları yerine getirildiğinde yüklenici, kişisel hak kazanır. Yüklenici bu kişisel hakka dayanarak arsa sahibinden inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin mülkiyetlerinin adına nakledilmesini isteyebilir ve yahutta Borçlar Yasanının 162 ve onu izleyen maddeleri hükmünce yazılı olmak koşulu ile arsa sahibinin rıza ve muvafakatını almadan söz konusu kişisel hakkını üçüncü kişilere temlik edebilir. 3. kişi, gerek akidi olan yükleniciye ve gerekse arsa sahibine karşı temellük ettiği kişisel hakkı ileri sürme olanağına sahiptir. Kendisine satılan bağımsız bölüm veya bölümlerin mülkiyetlerinin adına nakledilmesini isteyebilir.
Antalya 1. Noterliği'nce re'sen düzenlenen 7.12.1982 gün ve 58720 yevmiye numaralı sözleşme ile, arsa sahipleri Zehra ve Hasan ile yüklenici Ramazan, 1298 ada 24 parsel sayılı taşınmaza 8 bağımsız bölümlük inşaat yapılması, üç bağımsız bölümün arsa sahiplerine ve diğer beş bağımsız bölümünde yükleniciye ait olması hususunda anlaşmışlardır. Yüklenici Ramazan, 30.9.1984 günlü harici sözleşme ile, 1298 ada 24 parsel sayılı taşınmaza yapmakta olduğu inşaatın, kendisine bırakılan 3. kat ön cephedeki daireyi davacı hasan'a satmıştır. Aradan bir süre geçtikten sonra Ramazan, inşaatın belli bir bölümünü yapmış ve arta kalan kesimi yapamamıştır. Antalya 1.
Noterliği'nce düzenlenen 12.6.1985 gün ve 52802 sayılı mukavele ile Ramazan, 800.000 lira bedel karşılığında inşaatı Şükrü'ye devretmiş ve arsa malikleri bu devir işlemine muvafakat etmişlerdir. Bu durumda, yüklenici Ramazan, inşaat sözleşmesi hükümlerini yerine getirmediğinden, o sözleşmede kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin adına tescilini istemesi mümkün değildir ve ancak yaptığı işin karşılığı olan bedeli isteme olanağına haizdir. Bunun sonucu olarak yüklenici Ramazan'ın halefi olan Hasan'da, kendisine satılan dairenin adına tescili hususunda açtığı davanın dinlenme olanağı olmayacağından ve akidinden ödendiği satış bedelinin iadesini isteyebileceğinden, davanın reddedilmemesi ve bedel hususundaki isteği hakkında bir karar verilmesi gerekir. Ancak, davacı hasan vekili, 21.10.1985 günlü dilekçesinde, inşaat devir sözleşmesinin gerçekte muvazaaya dayandığnı, Şükrü'ye devredildiği bildirilmesine rağmen inşaata Ramazan'ın devam ettiğini ileri sürmüştür. Bu arada davalı Ramazan vekilinin 2 milyon lira fiyat farkı ödendiği takdirde tapunun verileceğine dair beyanı da calibi dikkattir. Davacı vekilinin iddiası gerçek olduğu ve Ramazan'ın inşaatı tamamladığı saptandığı takdirde, o zaman, yukarıda açıklanan kural uyarınca, kendisi kişisel hak kazanır ve bu hakkını davacıya temliki hukuken geçerli olur. Bu durumda, yüklenicinin şahsi hakkını temellük eden ve onun halefi olan davacı Hasan'ın tescil davasının dinlenme olanağı doğar.
Öte yandan davalı Şükrü, 1298 ada 24 parsel sayılı taşınmazda yapılmakta olan inşaattan oğlu Ahmet'in 4 numaralı daireyi altı milyon liraya aldığını, oğlunun 4 milyon liralık otosunu Ramazan'a verdiğini, toplam iki milyon liralık iki adet bononun onun adına keşide edildiğini, yüklenici Ramazan'ın mezkur inşaattan üç bağımsız bölüm sattığını, sonra işinin kötüye gittiğini, oğlunun aldığı daireyi kurtarabilmek için inşaatı devraldığını, kendisine 5 ve 6 numaralı dairelerin kaldığını, 6 numaralı daireyi sattığından alıcıya ferağ takriri vermek için tapu dairesine gittiklerinde tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konmasından ötürü satış işleminin gerçekleşmediğini, mezkur dairenin satıldığının kendisinden saklandığını, bu durumu bilse inşaatı devralmaya yanaşmayacağını, söz konusu inşaatın % 58'ini kedisinin tamamladığını; 4, 5 ve 6 nolu dairelerin mülkiyetini iktisap ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Açıklanan durum karşısında uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ikame edecekleri delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekir. Bu itibarla, izah olunan hususlar yeterince değerlendirilmeden eksik inceleme ve soruşturmaya istinaden kurulan isabetli bulunmamış ve bozulması iktiza etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 6.500 lira duruşma vekalet ücretinin davacı Hasan'dan alınarak, davalı Şükrü'ye ödenmesine, 3.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.