 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/5503
K: 1987/7669
T: 27.10.1987
DAVA : Davacı Küçükkabaca Köyü vekili ile davalı Uluğbey Belediyesi vekilinin aleyhine dava ve karşılık dava dilekçeleri ile yaylaya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda Küçükbaca köyü ile Uğlubey Belediyesinin davalarının reddine dair verilen 7.5.1987 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi Davacı ve karşılık davalı Küçükabaca köyü vekili davalı ve karşılık davacı Uluğbey Belediyesi vekili tahili davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava ve karşılık dava, yaylaya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Kamu malları arasında yeralan mer'a yaylak ve kışlak ile ilgili davalar; varsa tahsis belgesinin çekişmeli yere uygulanması; tarflar tahsis belgesine dayanmıyorlarsa, o zaman, bu kabil yerlerden kadim yararlanma hakının varlığını ve kime ait olduğunun soruşturulması, hasıl olacak sonuç dairesinde kurulacak hükmü ile çözümlenirler. Ancak, Artvin, Ardahan, Kars vilayetleri ile Kulp ve Iğdır kazaları ile Hopa Kazasının Kemalpaşa Nahiyesindeki arazide Hakkı Tasarrufa ait 474 sayılı Yasa ile Kars Vilayeti ile Beyazıt, Erzurum ve Çoruh Vilayetlerinin Bazı Parçalarında Muhacir ve sağıntıların yerleştirilmesi ve yerli çiftçilerin topraklandırılması hakkında 2502 sayılı Yasanın, uygulama alanlarında yani mezkur yasalarda yazılı il, ilçe ve bucakların mülki sınırları içiresinde bulunan mer'a, yaylak ve kışlıklara ilişkin uyuşmazlıkların çözümlenmesi için tahsis belgesinin varlığı zorunludur ve aksi takdirde dava reddedilir.
Dava konusu taşınmaz, 474 ve 2502 sayılı Yasaların uygulama alanları dışında kalmaktadır. Taraflar tahsis belgesine dayanmamışlardır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için mer'a, yaylak ve kışlak davalarında mülki sınırların etkili olmadığını belirten 31.5.1965 gün 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözönünde tutulmak suretiyle dava konusu yerde yararı bulunmayan komşu köy ve beldelerden çevreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız kimseler arasından seçilecek mahalli bilirkişiler aracılığı ile mezkür yerin sınırı ve niteliğinin saptanması, bilirkişi seçiminde öngörülen kural uyarınca tarafların bildirecekleri tanıkların arazi başında dinlenilmeleri, çekişmeli taşınmazın mer'a, yaylak ve kışlak olduğu anlaşıldığında hangi tarafın bu yerden kadimbenberi yararlandığının soruşturulması ve hasıl olacaksonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu veçhile davanın reddi, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Mümeyyizler vekillerinin yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabul ile hükmün BOZULMASINA, 27.10.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.