 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/5213
K: 1987/7893
T: 09.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hükmün; Dairemizin 27.4.1987 gün ve 1986/4347- 1987/3620 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde Orman İdaresi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : 6831 sayılı Yasayı değiştiren 1744 sayılı Yasanın 2 nci maddesi uyarınca yapılan tahdit sırasında, çekişme konusu taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğu saptanarak tahdit içine alınmış, davacı tapu kaydına dayanarak tahdide itiraz etmiştir. Yerel mahkemenin kabule yönelik kararı Dairemizce bozulmuştur.
31.1.1984 tarihli bozma kararına mahkemece uyulmuş ve bozma doğrultusunda işlem yapılmış sayılarak, Dairemiz yerel mahkemenin ikinci kez verdiği kabul kararını onamıştır
Davalı yönetimin karar düzeltme isteği üzerine dosya Dairemizce tekara incelenmiş ve karardan dönmeyi gerektiren bir neden görülmemekle beraber, yerel mahkeme hükmüne ve Dairemizin onama kararına, (keşif krokisine yollama yapılarak) açıklık getirilmesi uygun görülmüştür.
Zira, davacının dayandığı 9.5.1980 tarih 6 no'lu tapu kaydı sınırları itibariyle değişir nitelikte olup bu sınırlar kesinlik arzetmez. 17 no'lu orman tahdit komisyonunda Mebiler köyü Adatepe orman tahdit komisyonunca krokide yeşille taralı 450 dekar alanında olan ve orman tahdidi içine alınan kesim dava ve iptal konusudur. İptal kararı bu bölüme tekabül edip tüm tahdit işlemini içermez. İptal edilen ikinci tahdit işlemi değil, ilk tahdit işlemidir. Şöyleki,
12.6.1945 tarihli orman tahdit tutanaklarında yer alan işlem 3116 sayılı yasa gereği yapılmış tahdidin aplikasyonu işlemi olup, 4785 sayılı Yasaya göre yapılmış bir tahdit değildir.
Bu husus İzmir Orman Bölge Müdürlüğünün dosyada yer alan 25.2.1985 tarih 584 sayılı yazısında açıklanmış ve (4785 sayılı yasa ile ilgili olarak Nebiler Köyünde herhangi bir işlem yapılmadığı) kesin şekilde vurgulanmıştır.
Kaldı ki, 4785 sayılı Yasa 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe girmiş olup komisyonun son tutanak tarihi 12.6.1945'dir Bu durumda 4785 sayılı Yasaya göre hiçbir işlem yapılmamış olup oysa bu yasa tüm ormanları devletleştirmiştir. Öyle ise 3116 sayılı Yasaya göre yapılan tahdit sırasında tahdit dışı kalan ve palamut meşesi sayılan çekişmeli taşınmaz da 4785 sayılı yasa ile devletleştirilmiştir.
1744 sayılı yasanın 2 nci maddesine göre orman niteliğini kaybeden taşınmazlar orman dışına çıkarıldığı gibi ilk tahdit işlemi de yapılıp orman sayılan yerler tahdit içine alınmaktadır. Bu olgu sonucu çekişme konusu taşınmaz tahdit içine alınmıştır ve işlem İLK TAHDİT İŞLEMİDİR ikinci tahditten söz edilemez. Ancak yapılan inceleme ve araştırma sonucu, davacının dayandığı 9.5.1980 tarih, cilt 82, sahife 12, no 6'da kayıtlı tapunun bu kesimle ilgili olduğu mahkemece belirlenmiştir.
4.11.1985 tarihli üç orman yüksek mühendisi tarafından verilen raporda taşınmazın palamut meşesi niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Bu rapora ekli aynı uzman bilirkişilerin imzasını taşıyan haritada ayrı ayrı yerler belirlenmiştir. Bunlardan koyu yeşil renkle taralı ve (1980 yılında 17 no'lu orman tahdit komisyonunca sınırlanan davalı yer) olarak gösterilen 450 dekarlık alan çekişme konusu olan yerdir. bunun dışındaki bölümlerin orman olup olmadığı hususu inceleme ve dava sorusu değildir.
1980 yılında 1744 sayılı yasanın 2 nci maddesi uyarınca yapılan tahditte orman tahdit alanı içine alınan ve bu nedenle dava konusu yapılan yerin bu kesim olduğu karışıklığa meydan verilmemesi için belirlenmelidir.^
Zira yerel mahkeme 12.12.1985 tarihli karanında ilk sınırlandırma işlemi olduğu halde (ikinci sınırlandırma işleminin iptaline) demiş, ayrıca miktar ve sınır olarak açıklık getirmemiştir.
Özel orman veya orman sayılan yer olarak saptanan diğer kesimlerde sınırlandırma işlemi içinde yer alıp iptaline karar verilen bölüm 17 no'lu Orman Tahdit Komisyonunun yaptığı tüm tahdit alanı değildir.
Davacının, orman tahdit alanı içine alınmış 450 dekarlık alan dışındaki kesim için davası sözkonusu değildir.
Yukarıda yeri belirlenen ve tahdit alanı içine alınan bölüm dava edilmiştir. Uygulama da ve tarafların durumlarının belirlenmesi sırasında yanlış anlamaya ve karışıklığa meydan vermemesi için, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasına ve Dairemizin onama kararına açıklık getirilmesi zorunlu görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklamanın ışığı altında, yerel mahkemenin onanan kararının hüküm fıkrasında (fenni bilirkişinin krokisinde gösterdikleri kavgalı taşınmaz hakkındaki ikinci sınırlandırma işleminin iptaline) şeklindeki cümlenin ikinci sınırlandırma işlemi değil,ilk sınırlandırma işlemi olarak düzeltilmesi ve 17 no'lu orman tahdit komisyonunun yaptığı tüm tahdit işleminin değil, yalnız krokide koyu yeşil ile taralı (1980 yılında 17 no'lu orman kadastro komisyonunca sınırlanan davalı yer olarak gösterilen ve miktarı 450 dekar olarak saptanan yer) olduğunun belirtilmesi suretiyle, hükme açıklık getirilmesine, Dairemizin onama kararının bu açıklığı içerir biçimde algılanması gerektiğine, niteliğine göre harca yer olmayıp yersiz alınan harcın iadesine, 9.11.1987 günü oybirliği ile karar verildi.