 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/4316
K: 1987/3472
T: 20.04.1987
DAVA : Davacı Sebiye Dervent tarafından, davalı Rafet Dirik aleyhine 1.10.1985 gününde verilen dilekçe ile re'sen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne ve davalının temyiz talebinin reddine dair verilen 31.12.1985 - 26.12.1986 günlü hükümlerin Yargıtayca incelenmesi davalı Rafet dirik tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yerel mahkeme, davacının 26.2.1986 tarihli temyiz dilekçesini, değeri nazara alarak hükmün kesin olduğu düşüncesiyle reddetmiştir. Oysa 3156 sayılı HUMK.nun 427. maddesine göre ancak taşınır mallarla ilgili olarak değeri 500.000 lirayı aşmayan davalara ilişkin kararlar kesin olabilir.
Burada taşınmaz malda hisse satışı ile ilgili istek söz konusudur. O halde, değer nazara alınmaksızın hükmün kesin olmayıp, temyiz incelemesine tabi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemenin 26.12.1986 tarihli ve temyiz isteğinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, karar verilip esasla ilgili temyiz isteğinin incelenmesine geçildi.
Davacı Sebiye Dervent 2.9.1983 tarih, 6495 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine dayanarak satın aldığı hissenin adına tescilini istemiştir. Yerel mahkeme davayı kabul etmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; 4.6.1976 tarih, 4755 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle Nuriye Dirik'ten hisse satın alan Hamit Dervent, üçüncü şahıs olup, iştirakçi mirasçı değildir. İştirak halinde bulunan taşınmazlarda iştirakçilerden birinin, iştirakçi olmayan üçüncü şahsa yaptığı satış belirleyen sözleşmenin, müşterek mülkiyete dönüşünceye kadar ifa olanağı yoktur.
Bu satış vaadi sözleşmesi yasal yönden ifa kabiliyeti taşımadığına göre, 2.9.1983 tarih ve 6495 yevmiye numaralı senetle Hamit Derrvent'in, Sebiye Dervent'e aldığı payı devretmesi yine yasal dayanaktan yoksundur.
Ayrıca yerel mahkeme davacıya hisse tanırken, diğer paydaşların, hisselerini de müşterek mülk niteliğinde belirlemesi yine Usul ve Yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 31.12.1985 tarihli hükmün BOZULMASINA 20.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.