 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/3927
K: 1987/6563
T: 22.09.1987
DAVA : Davacı Hasan vekili tarafından, davalılar aleyhine 4.8.1982 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 29.12.1986 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı Hasan vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Tapulama komisyonunca 168 parsel sayılı çekişmeli taşınmaz, Mart 1933 tarih 996 sayılı tapu kaydına ve miras hakkına dayanılarak davalılar adlarına tespit ve bilahare hükmen tescil edilmiş ise de, aslında davacı Hasan'ın babası ile davalıların müşterek miras bırakanı Mehmet'in taşınmazlarını haricen trampa ettikleri, bu yerin Hasan'ın babasına verildiği ve onun ölümü ile mirasçıları arasında vaki taksimde Hasan'a düştüğü, yasanın burakadi harap binayı yıkarak 1955-1956 yıllarında mevcut binaları yaptığı, babası ve sonrada davacının toplam 50-60 yılı aşkın bir süreden beri 168 parsel sayılı taşınmazı kullandıkları, muhdesat değerinin zemin değerinden açıkca ziyade olduğu dosya kapsamı, mahallen yapılan keşif ve uygulama bilirkişi ve tanık sözlerinden anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz Sıkı Mehmet ve ailesi efradına iskanen verilmiş olup, Sıkı Mehmet'in vaki trampa işlemine diğer paydaşların iştirak edip etmedikleri araştırılmamış ise de, davacı ve babasının 50-60 yıldır devam eden tasarruflarına muhalefet etmediklerine göre, onların bu harici trampaya rıza gösterdikleri kabul edilir. Diğer yönden tapulama tespitinde, taşınmaz tapu kaydına ve miras hakkına binaen davalılar adlarına tespit edilmiş ve beyanlar hanesinde muhdesatın Hasan'a ait olduğu olmadığından mahiyeti anlaşılamamış ve tapulama komisyonunca da itirazı reddedilmiştir. Hasan tapulama tespiti aleyhine dava açmamıştır. Yalnız tapulama komisyonu tarafından itirazı reddedilen Mustafa, tespitin iptali ve tescil için Hasan ve Ali aleyhlerine dava açmış ve feragatına binaen dava edilmiştir. Babaeski Tapulama Mahkemesi'nde Mustafa'nın feragatı üzerine Hasan, dava konusu yerle ilgili olmadığını ve feragata diyeceği bulunmadığını bildirmiştir. Mustafa 168 parseli değil kendi yerinden bir kısmının bu taşınmaza katılığından ve Hasan'a verildiğinden bahisle tapulama tespiti aleyhine dava açtığından ve çekişmeli kısımda yargılama sırasında belirtilmediğinden Hasan'ın, tapulama mahkemesinde dava konusu yerle ilgisi olamadığına dair sözlerin, 168 parsel sayılı taşınmazın tamamına teşmil edilmesi mümkün değildir. Ayrıca, temliken tescil isteği, şahsi hak sağlar. Mahkemeden tescil ilamı alınmadan taşınmaz üçüncü kişiye geçerse, bu hakkın yeni malike karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Çekişmeli taşınmaz mikas haklarına binaen bir kısım davalılar adlarına tespit edilmiştir. Bu nedenle bu kişilerin üçüncü kişi olaak kabulleri ve sözü edilen kuralın onlar lehlerine uyğulanması düşünülemez. Açıklanan durum karşısında; her ne kadar harici trampa akdi geçersiz ise de, davacı Hasan, bu akde dayanarak, taşınmazın kendisine ait ve haklı olduğunu sanarak ekleme zilyetlikle birlikte toplam 50-60 yıldır bu yeri tasarruf ettiğine ve muhdesat meydana getirdiğine göre, kendisinin iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan, çekişmeli taşınmazın imar bakımından ifrazının mümkün olup olmadığının Karahalil Köyü Belediyesi'nden sorulması gerekirken, bu hususta teknik bilirkişiden rapor istenmesi ve teknik bilirkişinin düzenlediği raporun hükme dayanak yapılması doğru görülmemiştir. Bu hususun açıklığa kavuşturulması için mahallen uzman bilirkişi aracılığıyla ev, diğer bina ve meyve ağaçlarının bulunduğu kısım, mahallin hususiyetleri gözönünde tutularak sözkonusu muhdesatın kullanılması için zorunlu olan arazi saptanmalı, arta kalan kısmın müstakilen kullanılması için zorunlu olan arazi saptanmalı, arta kalan arazinin kullanma olanağı olup olmadığı incelenmeli, arta kalan kısmın müstakilen kullanılması mümkün değilse, davacıların isteği nazara alınarak çekişmeli taşınmazın tamamının temliken tesciline karar verilmeli; açıklanan biçimde yapılan inceleme sonunda arta kalan kısmın kullanma olanağı varsa, o zaman uzman ve teknik bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide gönderilmek suretiyle Kocahalil Belediyesi'nden imar bakımından ifrazın mümkün olup olmadığı sorulmalı ve hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla, açıklanan hususlar nazara alınmadan, belirtilen biçimde inceleme ve soruşturma yapılmadan kurulan hüküm isabetli bulunmamış ve bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kubulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden iadesine, 5.000 lira duruşma vekalet ücretinin davalılardan tahsihli ile davacı Hasan'a ödenmesine, 22.9.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.