 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1987/2752
K: 1987/5645
T: 30.06.1987
DAVA : Davacı Remzi Demirkesen tarafından, davalı Melek Tutun aleynine 21.8.1985 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 8.12.1986 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Melek Tutun vekili Av. Kemal Kılıç tarafından istenilmekle, tayin olunan 30..6.1987 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Melek Tutun vekili Av. Hasan Basri Öztürk ile karşı taraftan davacı Remzi Demirkesen geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, ferağa icbar suretiyle tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili, tarafların aslında daire satmak ve satın almak niyetinde olmadıklarını; davacının faizle para verdiğini ve davalıya evini almayacağını bildirmesi üzerine sözleşmenin düzenlendiğini, buna rağmen ferağa icbar suretiyle tescil davasını açtığını, müvekkilini aldattığının, onun davacının gerçek niyetinin farkına varsa idi sözleşme yapmayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı vekili savunmasında hileye dayandığına ve hile haksız fiil teşkil ettiğine göre, davalı tarafın göstereceği tanıkların dinlenilmesi lazım gelir. Ortada ifa edilmiş bir sözleşme mevcut bulunmadığından, olayda Borçlar Yasası'nın 31. maddesinin uygulama olanağıda yoktur. Bu bakımdan, tarafların delillerinin toplanması ve mevcut belgeler ile birlikte değerlendirmeye tabi tutulması iktiza eder. Yapılacak işlem sonucu hile savunmasının sabit olması halinde davanın ferağa zorlanması mümkün değildir.
Öte yandan, hile savunması subut bulmadığı takdirde, davalı tarafın delil listesinde yemini de kapsayan sair delillere dayanması ve muvazaa nedeniyle davalı veya vekiline karşı tarafa yemin teklif etme haklarının olduğunun hatırlatılması gerektiği de düşünülmemiştir.
Bu itibarla, savunmanın değerlendirilmesinde vaki yanılgı sonucu eksik inceleme ve soruşturmaya istinaden kurulan hüküm, isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30.6.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.