 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/937
K: 1987/1265
T: 04.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonuda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, noterde düzenlenen 7.6.1984 tarihli sözleşmeye dayanarak hızar atölyesi adi ortaklığını kurmuş oldukları halde sonradan kendisini işyerine sokmayan, hesap vermekten kaçınan davalı ile olan bu ortaklıklarının feshine ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, eşit şartlarla kurmuş oldukları ortaklık için davacının ortaklık sermayesi payı ve giderlere katılmak vecibelerini yerine getirmediğinden işyerindeki makine ve sair mallarda bir hakkının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın red edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir.
Mahkemece, davalının, ortaklık hesabını vermemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı kabul edilmiş ve ortaklığın feshine karar verilmiştir. Davacı, ortaklığın feshiyle birlikte ortaklığın tasfiyesini de dava etmiştir.
Tasfiye konusunda taraflar anlaşamadığı taktirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece yapılması gerekir. Mahkemece sadece (ortaklığın tasfiyesine) diye karar verilmiş olması uyuşmazlığı çözer nitelikte değildir. Ortaklığın davalı tarafıdan yönetildiği anlaşılmaktadır. Ortaklık devam ettiği süre içinde ortaklığın kar ve zarar durumunun tesbiti için öncelikle davalıdan ortaklık hesabını gösterir hesap listesi istenmelidir. Verilen hesap konusunda uyuşmazlık çıktığı taktirde, varsa tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra, ortaklığın sermayesi ve devamı süresi, iş durumu ve benzer işletmelerin gelir ve gideri gözönünde tutulmak suretiyle, bilirkişi aracılığıyla kar ve zarar hesabı ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca ortaklığa ait mallar mahkemece tesbit edilerek bunlardan davacıya düşen payın para olarak değeri de gene bilirkişi aracılığıyla belirlenmelidir. Açıklanan bu yönler gözönünde bulundurulmak ve davacının kanıtlanacak borcu da hesaba katılmak suretiyle sonuçta ortaklığın tasfiyesi hesabı yapılmalı ve davacının tasfiye neticesinde davalıda olan alacağı saptanmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı biçimde tasfiye kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 4.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.