 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/6808
K: 1988/802
T: 16.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalıların ortak deri ticareti işi ile uğraştıklarını, davalı (B.M.) ile tanıştığında kendisine dericilik işinin çok karlı olduğunu, Suudi Arabistan'dan deri getirmek için paraya ihtiyacı bulunduğunu söylemişi ve daha sonra paranın iade edileceğini, karın da yarı yarıya paylaşılacağını teklif etmesi üzerine, davalıya tanıklar huzurunda 6.000.000 TL. para verdiğini, daha sonra davalı (B.M.)'in deriyi getirdiğini ve diğer davalının da bunları sattığını, kendisine ise para kazanamadıklarını söylediklerini, ödemiş olduğu paraya karşılık da, hamiline yazılı ve davalı (K.)'ın açık cirosunu taşıyan 5.850.000 TL.'lık çek verdiklerini, çekin karşılıksız çıktığını ileri sürerek 5.850.000 TL.'nın davalılardan alınmasını istemiştir. Davacı sonra dava dilekçesini ıslah ettiğini bildirerek, çekin kambiyo senedi niteliğinde olmaması nedeniyle havale hükümlerine göre, aralarında adi ortaklık bulunan davalılardan, havale bedelinin müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı (B.M.G.), davacıdan 6.000.000 TL. alıp bir parti deri getirebildiklerini, ancak zarar ettiklerini, diğer davalı tarafından davacıya verilen çekin de karşılıksız çıktığını, sonuç olarak kendilerinin de herhangi bir şey elde edemediklerini savunmuştur.
Davalı (K.T.), cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, söz konusu çekin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, havale hükmündeki belgenin hamiline hak sağlamayacağı nedenleriyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı bu davada çek denilen belgeye değil, davalılarla arasındaki adi ortaklık sözleşmesine dayanmıştır. Başka ifade ile esas ilişkiye dayanmıştır. Nitekim davalılardan (B.M.) davacıdan ortaklık konusu iş için 6.000.000 TL. aldıklarını, bir parti deri getirdiklerini, ancak zarar ettiklerini kabul ve beyan etmiştir. Bu durumda ortaklık dolayısiyle zarar edildiğini, davacının vermiş olduğu paradan dolayı sorumlu olmadığını ispat külfeti, yönetici ortak olarak davalılara aittir. Bu konuda davalılardan hesap istenmeli, tarafların gösterecekleri deliller toplanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Öte yandan diğer davalı (K.)'ın davacıya 5.850.000 TL.'lık çek denilen belgeyi verdiği öne sürülmüştür. Bu belge davacının elindedir ve mahkemeye davacı tarafından ibraz edilmiştir. Çek'in davacıya verildiğini, davalı (B.M.) de kabul etmiştir. Bu yönden ortaklık ilişkisi ve davacının sermaye koyması konusunda, arkasında (K.T.)'e ait imzayı taşıyan söz konusu çek davacı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil eder ve buna dayanılarak olayda tanık dinlenmesi mümkündür. Bu nedenle davalılardan (K.T.) duruşmalarda bulunmadığından belge arkasındaki imzanın onun eli mahsulü olup olmadığının araştırılması ve imazının adı geçen davalıya ait olduğunun tesbiti halinde, iddia konusunda davacının göstereceği tanıkların da dinlenmesi gerekir. Açıklanan bu yönler gözetilmeden davanın yazılı şekilde reddedilmesi yasaya uygun değildir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda aaçıklanan nedenlerden dolayı davacı yazarına BOZULMASINA, 16.2.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.