 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/5694
K: 1987/5415
T: 09.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle HUMK.nun 438. maddesine göre duruşmaya bağlı olmadığından, bu isteğin reddiyle incelenmenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, babaları (murisleri) Hakkı ile davalı arasında yapılmış olan satış vaadi sözleşmesninin ehliyetsizlik nedeni ile iptalini istemişler.
Davalı, davaya karşı koymuş, mahkemece, satış vaadine konu taşınmazın satıcıya değil, üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle sözleşmenin iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1 - Dava, murisin hukuki ehliyete sahip olmadığı nedenine dayanmaktadır ve satış vaadi sözleşmesinin tamamının iptaline ilişkindir. Uyuşmazlığın çözülebilmesi için önce davacıların gerekmektedir. Dosyada bulunan veraset belgesine göre davacıların miras bırakanı Hakkı'nın terekesi iştirak halinde olup davacılardan başka eşi Fatma ve çocukları Ayşe ve Şefika da mirasçıdır. Dava, sadece mirasçılardan Havva ve Rifat tarafından açılmıştır. Mk. m. 581 gereğince, mirasçı birden ziyade ise murisin ölümü üzerine terekede hakla ve borçlar taksime kadar müşa kalır. Mirasçıların taksime kadar MK.nun iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre birlikte dava açmaları gerekir. Bu itibarla diğer bütün mirasçıların davaya katılmaları sağlanmalıdır veya terekeye bir mümessil tayini için davacılara mehil verilmeli ve tereke temsilicisinin huzuru ile davaya bakılmalıdır.Bu yönler gözetilmeden işin esasına girilmesi ve sözleşmenin iptaline karar verilmesi yasaya aykırıdır.
2 - İptali istenen satış vaadi sözleşmesine dayanılarak bu davadan önce davalı Ramazan tarafından, satış vaadinde bulunan Hakkı'nın varisleri Fatma, Rifat, Havva, Şefika ve Ayşe leyhine 25.9.1978'de aynı mahkemede 1978/387 E. sayılı ve derdest zorunlu tescil davası açılmıştır. Tescil davasında davalılar, satış vaadinin geçirli olmadığını, murisleri Hakkı'nın temyiz kudretine sahip bulunmadığını, davanın redi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Mahkemece, murisin hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı yönünden tahkikata da girilmiştir. Buna rağmen davacıların ayrı bir dava açarak satış vaadi sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeni ile iptalini istemelerinde hukuki yarar yoktur. Bu yön, daha önce açılmış zorunlu tescil davasında ileri sürülmüş olduğundan orada incelenip karara bağlanması mümkündür. bu nedenle davanın, dava şartlarından olan ve mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir hukuki yarar açısından reddine karar verilmek gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda birinci ve ikinci bentlerden gösterilen nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 9.11.1987 günüde oybirliğiyle karar verildi.