 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/5144
K: 1988/90
T: 28.01.1988
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalıların vekili olarak iki davalarına bakıp sonuçlandırıldığını, davalıların, hak ettiği ücretini vermemek için kendisini vekaletten azlettiklerini, ücretin davalıların taşınmazlarının değerinin % 25'i olduğunu öne sürerek fazlasını saklı tuttuğu vekalet ücretinden 600.000 liranın tahsilini istemiştir.
Davalılar, davacının görevi dışında hareketi nedeni ile azledildiğini, ücretinin maktu ve sözleşmenin de geçersiz olduğunu savunmuşlardır.
Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin rapor esas alınarak istem gibi 600.000 liranın ödetilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalılar temyiz etmişlerdir.
1 - (...)
2 - Davada dayanılan 19.8.1984 günlü ücret sözleşmesinde müddeabih değerinin % 20'si ücret olarak kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından açılmış olan davalar ecrimsil ve izale-i şuyu davalarıdır. Mahkemece hükme dayanak alınan 20.4.1987 günlü birilkişi raporunda izale-i şuyu konusu taşınmazlarda davalılara düşecek paşın değeri 51.365.065 lira ile ecrimsil davasında gösterilen değer 1.800.000 liranın toplamı üzerinden % 20 oranına göre davacının vakalet ücreti isteyebileceği kabul edilmiştir. Avukatlık Kanununun 164/2 nci maddesi gereğince dava olunan ve hükmolunacak şeyin belli bir yüzdesinin avukatlık ücreti olarak kararlaştırılması davada gösterilen başarıya göre değişmek ve % 25'i geçmemek koşuluyla mümkündür. Olayda, başarı ile değişmek koşulu bulunmamaktadır. Avukatlık ücret sözleşmesi bu nedenle geçersizdir, tarafları bağlamaz. Bu durumda davacı, Avukatlık Kanununun 163/ son maddesi gereğince Avukatlık Asgari ücret Tarifesine göre ücret talep edebilir. Bu yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davalıların sair itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın 2 nci bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 28.1.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Avukatlık Kanunu'nun ücet sözleşmesinin kapsamı başlıklı 164 üncü maddesine göre;ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gereklidir.Şu kadar ki davada gösterilen başarıya göre değişmek ve yüzde yirmibeşi aşmamak üzere,davalı olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olrak kararlaştırılabilir.
Olayımızda müddeabihin % 20'sinin avukatlık ücreti olarak ödenmesi karalaştırılmıştır.Sözleşme iki dava ile ilgili olup davaların müddeabihleri bellidir.Davaların müddeabihleri belli olduğuna göre bunların % 20'si de belli bir tutardır.Taraflar her dava için ayrı ayrı maktu bir miktar diyecekleri yerde kısaca % 20'si demişlerdir.Deyişler arasında sonuç itibariyle fark yoktur.Yine maktu bir miktar amaçlanmıştır.Avukatlık Kanunu'nun değişikliğinden önceki uygulama ile ilgili 7.4.1954 tarih 1953/12- 1954/9 sayılı Tevhidi İçtihat Kararında da "müddeabihin yüzde nispeti de malum bir miktar olduğundan ücret mukavelenamesince müddeabih üzerinden tayin edilecek ücret de malum ve muayyen bir ücret demektir", denmek suretiyle bu hususta bir açıklama getirmiştir.Sözleşmeler tarafların amacına göre yorumlanmalıdır.Burada amaç maktu bir ücrettir.Bu da yasal ile getirilen kurala uygundur.Başarıya göre değişme şartını içermeyen ve yüzde nisbeti olarak kararlaştırılan ücret sözleşmesini geçersiz saymak tarafların iradelerine ve yasaya aykırı düşer.Bu nedenle kararın onanması gerekir,düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılamıyorum.