 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/4906
K: 1987/5633
T: 19.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, cam eşya imalatı ile uğraşan davalının sermaye ihtiyacı sebebiyle kendisinden aldığı kart tutarından vaki ödemelerden sonra borçlu kaldığı 2.648.080'yı belirlenen süresi içinde ödemediğini, % 6 faizi ile itfanın kabul edildiğini, bu konuda yapılan icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın kaldırılmasını, 3.760.080 TL. alacağın davalıdan icra inkar tazminatı ile birlikte alınmasını istemiştir.
Davalı, tebliğata rağmen duruşmaya gelmediğinden yargılama gıyabında yürütülmüş ve cevap da vermemiştir.
Mahkemece, 30.9.1985 tarihli taahhüt senedi esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Duruşma davalının gıyabında görülmüştür. Davalının temyiz dilekçesine ekli İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamından davalının 22.5.1985 gününde iflasına karar verildiği ve iflasın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu dava ise iflastan sonra 31.10.1986 tarihinde müflisin şahsı aleyhine açılmış ve şahsı hakkında karara bağlanmıştır. Dayanılan senet de 30.9.1985 günlüdür. İflasın açılması ile müflisin masaya giren mallarını idare ve bunlarda tasarrufa yetkisi iflas idaresine geçer. Bu nedenle iflas açıldıktan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin davanın açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir. (İcra ve İflas Kanunu m. 194). Bu yön kamu düzeni ile ilgili olduğundan, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. Şu halde mahkemece davalının iflas ettiği ve bu davanın açıldığı tarihte iflasın ve tasfiyenin sürdüğü anlaşıldığı takdirde, davanın iflas idaresine kadar yürütülmesi ve ondan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2 - Davaya dayanak yapılan 30.9.1985 günlü fotokopisi mevcut taahhütnamedeki imzanın davalıya ait olduğu da usulen saptanmamıştır. Davalı esasa cevap vermemiş ve duruşmaya da gelmemiştir. İcra dosyası getirtilmediğinden davalının oradaki itirazının mahiyeti belli değildir. Bu durumda taahhütname altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kanıtlanması gerekir. Bu yön gözetilmeden dava olunan tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesi kabul şekli itibariyle yasaya uygun görülmemiştir. Karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda 1 ve 2 nci bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 19.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.