 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/4862
K: 1987/5720
T: 23.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı Genel Müdürlük ile 10.4.1979 tarihinde 10 yıl süreli olarak yaptığı kira sözleşmesinde kararlaştırılmış olan kira parasının, aşırı enflasyon ve para değerinin düşmesi sonucu kendisi için katlanılmayacak derecede ağır bir durum yarattığını, edimler arasındaki dengenin önemli ölçüde bozulduğunu ileri sürerek kira parasının günün ekonomik koşullarına uydurulmasını ve yıllık kiranın dava tarihinden itibaren 4.800.000 liraya çıkarılmasını istemiştir.
Mahkemece, 10 yıllık sözleşme süresinin bitmesine kısa süre kaldığı, sözleşmede her yılın kira parasının ayrı ayrı serbest irade ile belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kararı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında 10.4.1979 tarihinde kurulmuş olan sözleşme ile Cemal Gürsel caddesi 90 numaralı davacıya ait depolu mağaza, davalıya banka lokali (banka şubesi) olarak kiralanmıştır. Sözleşme 30.5.1979 tarihinden itibaren 10 yıl sürelidir. İlk 3 yıl için kira bedeli ayda 25.000 liradan yıllık 300.000 lira, 4 ve 5. yıllar için aylık 28.000 liradan 336.000 lira 6 ve 7. yıllar aylık 31,000 liradan yıllık 372.000 lira ve son üç yılı teşkil eden 8,9 ve 10 uncu yıllar için ise ayda 36.000 liradan yıllık 432.000 liradır. Bu tür uzun süreli kira sözleşmelerinde, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan ve önceden tahmin edilmeyen olağanüstü haller nedeniyle tarafların edimleri arasında önemli ve açık bir nispetsizlik meydana gelir ve artık kiralayandan edimini aynen yerine getirmesini istemek, hakkın kötüye kullanılması mahiyetini alırsa kiralayanın hakimden Medeni Kanunu'nun 2.maddesine dayanarak sözleşmeyi değiştirmesini ve değişen ekonomik koşullara uyarlanmasını istemeye hakkı olduğu kabul edilmek gerekir.
Dava konusu olayda kira sözleşmesi 30.5.1979 başlangıç tarihli ve 10 yıl sürelidir. Sözleşme 30.5.1989 tarihinde sona erecektir. Dava 25.3.1987 tarihinde açıldığına göre uyuşmazlık son iki yıla ilişkindir. Öte yandan sözleşmenin kurulmasından bu tarafa sekiz yıl geçmiştir. Sözleşmede yazılı kademeli kira bedelleri ve özellikle davaya konu son iki yıla ait kira parası, sözleşmenin yapıldığı 10.4.1979 tarihinde kararlaştırılmıştır. Davada bu sekiz yıllık süre içinde sözleşmenin düzenlendiği zamandaki ekonomik durumun aşırı enflasyon ve paranın iç ve dış satın alma gücünü kaybetmesi gibi davacının şahsı dışında kalan ve önceden tahmin edilmeyen olağanüstü olaylar nedeniyle değiştiği iddia edildiğine göre sözleşmede kira bedelinin başlangıçta dört devre halinde tademeli şekilde tesbit edilmiş olması, davanın reddi için neden olarak kabul edilemez. Keza sözleşmenin bitimine 2 yıl gibi kısa bir süre kalmış olması olgusu da, yıllara ait kira bedeli 8 yıl önce sözleşme ile belirlendiğinden, sözleşmenin uzun süreli bir kira sözleşmesi olma niteliğini değiştirmez ve davanın reddini gerektirmez.
Davacı, yıllık kira parası 432.000 liradan, 108.000 lira stopaj vergisi ödendiğini, 1980 yılında 24.000 lira olarak ödenmeğe başlanan emlak vergisinin % 553 oranında artarak 156.500 liraya ulaştığını, stopaj vergisi, emlak vergisi ve amortisman payı düşüldüğünde kira gelirinin sıfıra indiğini, bu durumun sözleşmenin yapıldığı 10.4.1979 tarihinde bugünkü ekonomik koşulların önceden görülmesinin mümkün olmamasından ve sözleşmenin uzun süreli yapılmasından kaynaklandığını ileri sürmektedir. O halde Mahkemenin bilirkişi incelemesiyle sözleşmenin kurulduğu 10.4.1979 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar geçmiş olan sürede hasıl olan enflasyon hızı, para değerindeki düşüş, fiyatlardaki artış oranlarını, ekonomik koşullarda ortaya çıkan bu değişikliklerin sözleşmenin yapıldığı tarihte önceden tahmin edilip edilemeyeceğini, taşınmazın sözleşmenin kurulduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle vergi ve amortisman giderleri miktarını, giderlerdeki artış oranını ve dava tarihi itibariyle kiralanan mağazanın getirebileceği ortalama rayiç kira bedeli tutarını tesbit etmesi ve bunlara göre yanların edimleri arasında açık ve önemli bir nispetsizliğin ortaya çıkıp çıkmadığını ve objektif iyiniyet kuralına göre davacıdan edimini eskisi gibi yerine getirmesinin beklenip beklenemeyeceğini belirlemesi ve böylece sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması isteğini bir karara bağlaması gerekir.
Açıklanan bu hususların gözetilmemesi, bilirkişi incelemesi yapılmaması ve eksik soruşturma ile hüküm kurulması yasaya uygun değildir ve bozma nedenidir.
SONUÇ : Kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 23.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.