 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/4805
K: 1987/5268
T: 03.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Amerika'lı olduğunu, Marmaris'te oturmak niyeti ile bir daire satın aldığını, davalının bu daireye geçici olarak oturduğunu bunun üzerine davalılar aleyhine sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açıldığını, mahkemece taraflar arasında kiracı kiralayan ilişkisi olmadığından davanın ait olduğu mahkemede açılma özerkliği de gösterilerek görev yönünden reddedildiğini, belirterek müdahalenin giderilmesini ve dairenin kendilerine teslimini istemiştir.
Davalılar taşınmazda haksız elatan durumunda olmadıklarını, kiracı sıfatıyla dairede oturduklarını , kiraları muntazam ödediklerini, davacının tahliye davası açmakla kiracılık sıfatını kabul ettiğini, men'i müdahale ile ilgisi olmayan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi niteliğinde olduğu ve kira sözleşmesinden doğan boşaltma davalarını inceleme, çözümleme görevinin HUMK.nun 8. maddesine göre sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekcesiyle davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Bu davadan önce taraflar arasında Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen 1983/133 esas sayılı tahliye davasında dinlenen tanık sözlerine göre Amerikalı bulunan ve Amerika'da oturduğu anlaşılan davacının davalı ile tanışmadığı, aralarında herhangi yazılı veya sözlü kira ilişkisi bulunmadığı çekişmenin kira ilişkisinden doğmadığı gerekcesiyle davanın reddine ve davacının davalı hakkında ait olduğu mahkemede uygun davayı açmakta özerkliğine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Mahkeme burada davanın kira sözleşmesine dayandığını fakat kira ilişkisinin sabit olmadığının ve uyuşmazlığın kira ilişkisindan doğmadığını kabul ettiğinden davayı görevsizlikten değil esastan red etmiş bulunmaktadır. Nitekim hüküm fıkrasında davacının ait olduğu mahkemede uygun davayı açmakta özerkliğine de işaret edilmesinden kararın görevsizlik kararı olmadığı anlaşılmaktadır. Böylece taraflar arasında kira akdi bulunmadığı yönünden olayda kesin hüküm oluşmuştur. Mahkemece kesin hükmün varlığı re'sen gözönünde bulundurulmak gerekir. Davacı bu davada, davalının taşınmazı haksız işgal ettiğini ileri sürerek taşınmazdan çıkarılmasını, müdahalenin giderilerek evin kendisine teslimini dava etmiş bulunmasına göre mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde tarafların delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddedilmesi yasaya uygun görülmemiştir.
2 - Görülmekte olan eldeki dava müdahalenin önlenmesi davasıdır. Davacı, davalıların mühdahalesinin giderilerek evin kendisine teslimini istemiştir. Mahkeme, taraflar arasında bir sözleşmesi olduğu ve kira sözleşmelerinden doğan tahliye davalarını inceleme görevinin sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar vermiştir. Dava kira sözleşmesine değil mülkiyet hakkına dayalı müdahalenin önlenmesi davasıdır. Mahkemenin kabul ettiği gibi taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu sabit görülürse, davanın görevsizlik nedeniyle değil esastan reddine karar verilmesi gerekir.Mahkemece bu husus gözetilmeden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi kabul şekli itibariyle yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA istek olursa peşin harcın iadesine 3.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.