 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/4596
K: 1987/5804
T: 26.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalılar murisinin üyesi olduğu yapı kooperatifindeki kooperatif payının yarısını kendisine devretmeyi taahhüt ettiğini ve murisin ölümünden sonra düzenlenen tasfiye protokolunda da bu durum davalı mirasçılarca benimsendiği halde, sözleşmeye uymadıklarını belirterek kooperatif hissesinin ve bu hisseye isabet eden dükkanın yarı hissesinin kendisine aidiyetinin tesbitini istemiştir.
Davalılar, bu mahiyette tesbit davası açılamayacağını, payların davalı (A.)'ye devredildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1 - (...)
2 - Davacının mirasçılarla yaptığı 31.12.1982 günlü sözleşmede, inşaatın bitiminden sonra yasal devir işlemlerinin yapılacağı, yapılmadığı takdirde o günün rayiç değerleri üzerinden hisseye düşen bedelin davacıya ödeneceği yazılıdır. Nitekim davacı daha önce Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/4 sayılı dosyasında dükkanın rayiç bedelinin tesbitini istemiş, daha sonra davayı islah ederek talebini bedelin tazminine dönüştürmüştür. Davacı islah dilekçesinde açıkça payın devir ve temlik edilmemesi halinde sözleşme gereği davalıların payın rayiç değerini ödemeyi üstlendiklerini ileri sürmüştür. Ancak anılan dava tazminat için bir miktar bildirilmediği yönünden reddedilmiştir. Davacı sonradan açtığı bu davada hissedarlığın tesbitini ve muarazının önlenmesini istemiştir. Davacı daha önce açtığı dava ile devir işlemi yapılmadığı takdirde sözleşme gereği o günün rayiç değeri üzerinden hissenin bedelini isteyebileceğini açıklamıştır. O halde davacının hakkı devir konusu payın değerine ilişkindir. Davacının açacağı dava ile payın değerini tazminat olarak istemesi mümkündür. Eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tesbit davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Bu nedenle davacının bu dava ile ayrıca dükkan yarı hissesinin kendisine ait olduğunu tesbitini istemede hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece hukuki yarar konusunda dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden işin esasına girilmesi bozmayı gerektirir. SONUÇ : (...) kararın 2 nci bentte yazılı nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 26.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.