 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/4442
K: 1987/5609
T: 17.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 1977 tarihinde davalı ile adi ortaklık kurduklarını, amacın tapuda davalı adına kayıtlı arsa üzerine apartman inşa etmek olduğunu, sözlü olarak kurulan ortaklık anlaşması gereğince 3. kat dairelerin kendisine, 4. kat dairelerin davalıya bırakılacağını 1. ve 2. kat dairelerinin satılarak bedelin paylaştırılacağını, bina yapımı işini davalının yürüteceğini, kendisinin inşaatın parsel giderlerini üstlendiğini, bu amaçla davalıya 1.100.000 lira ödediğini, binanın 1979 yılında tamamlandığını, davallının ortaklığı kabul etmediğini ileri sürerek ortaklığın feshine, ortaklık gereği 3. kat dairelerinin kendisine tahsisine, fazlaya ilişkin istek saklı kalmak kaydı ile ortaklık hesabının tasfiyesi ile davalı zimmetinde kalan 1.500.000 TL. alacağın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ortaklık ilişkilerinin olmadığını, davacının 1.100.000 TL. borç verdiğini, 350.000 TL.'sının kendisine ödendiğini, 650.000 TL. borcun kaldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki inşaat ortaklığının feshi ile davacının daire hissesi olan 18.157.500 TL.'nın yasal faizi ile davalıdan tahsiline, dairelerin dava tarihindeki değeri üzerinden hissesinin tesbitine ilişkin hakkının mahfuz tutulmasına ve dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dava dilekçesinde, davalının arsasını ortaklığa koyması ve kendisinin de apartman inşaatı için gerekli harcamaları karşılaması kaydı ile taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, anlaşma gereği apartman yapım işinin davalı tarafından yürütüldüğü ve davalıya inşaatta kullanılmak için 1.100.000 TL. verildiği öne sürülmüştür.
Davalı ise, ortaklığı kabul etmemiş, yapmakta olduğu inşaat için davacının kendisine peyderpey 1.000.000 TL. ödünç vermek suretiyle yardım ettiğini, inşaatın tüm masraflarının kendisi tarafından yapıldığını savunmuştur.
Davalının ortaklığa sermaye olarak taşınmaz mülkiyetini koymayı üstlendiği ve ayrıca yapılacak apartmandan 3. kat dairelerinin davacıya tahsis edileceği iddia edildiğine göre, taşınmaz müykiyetinin geçirilmesine yönelik böyle bir ortaklık sözleşmesinin MK.nun 634. maddesi gereğince yazılı şekilde yapılması gerekir. Burada yazılı şekil geçerlilik koşuludur. Olayda anılan resmi şekle uygun olarak yapılmış bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı ortaklığın kurulduğunu kabul etmemiştir. Bu itibarla taraflar arasında kurulmuş olduğu bildirilen ortaklık sözleşmesi hukuken geçersizdir ve tasarrufları bağlamaz. Bu yönün mahkemece re'sen gözönünde tutulması gerekir. Davalının ceza kovuşturmasında ortaklık sözleşmesinden bahsetmesi bu sonuca etkili değildir. Davacı, burada davalıya vermiş olduğu paranın geri alınmasını isteyebilir. O halde davacının davalıya vermiş olduğu kanıtlanan para miktarının davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
2 - Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 11.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, istek olursa peşin harcın iadesine, 17.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.