 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/347
K: 1987/684
T: 09.02.1987
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan (A.E.) avukatı ile diğer davalılardan (S.Y.) varisleri (H.T.) ve (G.Y.) avukatları ile davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalılardan (S.)'nın, kendisine ait taşınmaza kat karşılığı inşaat yapması için anlaştığı davalı (A.)'tan diğer davalının verdiği vekaletle daire satın aldığını, ancak davalı (S.)'nın daha sonra davalı (A.)'u vekaletten azlettiği gibi dava konusu daireyi de bir başkasına sattığını belirterek ödediği bedel ve gecikmeden doğan zararı karşılığı olarak 800.000 liranın tahsilini istemiştir.
Davalı (S.), davacı ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını, varsa alacağının davalı (A.)'tan istenmesi gerektiğini, tazminattan sorumlu olmadığını savunmuştur.
Davalı (A.) ise kendisi husumet yöneltilemiyeceğini inşaatı yaparken azledildiğini, diğer davalının üçüncü kişiye satışının kendisinin bilgisi dışında olduğunu savunmuştur. Mahkemece her iki davalının da sorumlu oldukları kabul edilerek satış bedeli 140.000 lira ile aylık 500 liradan 3 yıl 3 ay için gecikme cezası 19500 lira ki, toplam 159.500 liranın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı (A.R.) davalı (A.) ve karardan sonra ölen davalılardan (S.)'nın yasal mirasçıları temyiz etmişlerdir.
1 - İddia ve savunmaya, toplanan delillere ve özellikle davacının dayandığı 12.8.1976 günlü satış sözleşmesi noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmadığından geçersiz bulunmasına, geçersiz sözleşmeye dayanılarak tazminat istenemiyeceğine göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davalılardan arsa sahibi (S.)'nın mirasçılarının temyizine gelince; satışa konu daire, arsa sahibi ile müteahhit arasındaki arsa payı karşılığı bina yapımına ilişkin 10.3.1976 günlü sözleşmesi uyarınca müteahhide ait olan dairelerdendir. Davacı satış bedelini müteahhide ödemiştir. Satış sözleşmesi arsa sahibine vekaleten yapılmışsa da, olayda, arsa sahibi ile müteahhit arasında inşaat sözleşmesi bulunması, müteahhidin sonuçta inşaatı tamamlıyarak bu daire üzerinde hak sahibi olması karşısında, gerçek satıcının inşaatı tamamlıyarak bu daire üzerinde hak sahibi olması karşısında, gerçek satıcının arsa sahibi değil, binanın müteahhidi olan davalı (A.)'un olduğu sonucu çıkmaktadır. Bu nedenle satış bedeli olarak ödenen tutarın ve ceza şartının arsa sahibi davalıdan alınmasına karar verilmesi doğru değildir. Bu davalı yönünden davanın tamamen reddedilmemiş olması bozmayı gerektirir.
3 - Davalı (A.)'un ödenen satış bedeline ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, resmi şekle uyulmadan yapılan satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, sözleşmede kararlaştırılmış olan gecikme ile teslime ilişkin ceza şartı da batıldır, hüküm ifade etmez. Bu nedenle cezai şarta ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, geciken süreye göre hesaplanan 19.500 lira cezai şartın davalı (A.)'tan alınmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın 2 nci bentte gösterilen nedenlerle davalı (S.) mirasçıları, 3 üncü bentte gösterilen nedenlerle de davalı (A.) yararına BOZULMASINA, 9.2.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.