 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/2586
K: 1987/3019
T: 20.05.1987
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen ükmü süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalılardan Mümin ile fırın adi ortaklığı kurduklarını, Mümin'in, kendisinin rıza ve muvafakatını almadan payını davalılardan Şaban ve Yılmaz'a noter senediyle devir ettiğini, davalılardan İbrahim'in de fırının iyi iş yapacağını telkin ederek hile ile 750.000 liralık bonoyu bağış olarak aldığını, böylece ortağı mümin'in sözleşmeye aykırı davranması sonucu çalışamaz duruma giren fırının kapandığını, bilahare borçlardan dolayı satıldığını ileri sürerek ortaklığın feshine ve tasfiyesine, davalılardan İbrahim'e verilmiş olan 750.000 liralık bononun iptaline, Şaban ve Yılmaz'a satılan payın kendisine devrine, hile yapan davalı İbrahim'den şimdilik 300.000 lira tazminat alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; akit yapılırken herşeyin ortada olduğunu, işlemlerin bilinerek yapıldığını, bu nedenle iddianın isbat edilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalılardan Mümin ile İbrahim ve Ahmet hakkındaki davanın sabit olmaması nedeniyle reddine, diğer davalılar Yılmaz ve Şaban hakkında davanın müracaata bırakılmış olması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı, davalılardan Mümin ile aralarındaki adi ortaklığın feshini ve tasfiyesini istemiştir. Adı geçenler arasında adi ortaklık bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ne varki davalı Mümin bu ortaklıktaki payını davacının rıza ve muvafakatını almadan ortaklık dışındaki diğer davalılardan Yılmaz ve Şaban'a noter senediyle devir etmiştir. Davacı bu devire rızası olmadığından ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiştir. Borçlar Kanununun 532. maddesine göre ortakların muvafakatı olmadan dışardan bir ortak alınması veya ortaklık payının devir edilmesi geçersizdir. Ancak davalı Mümin'in bu davranışı ortaklığın ihlali niteliğindedir. Bu nedenle davacı ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebilir. Bu durumda mahkemece davacıya ortaklığın devamına zorlamak sözleşmenin amacına aykırıdır. Kaldı ki davalı da davacı ile ortaklığı sürdürmek istediğini bildirmemiştir. Öyleyse ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmeli ve tasfiye işlemi de Borçlar Kanunun 538 ve onu izleyen maddeleri hükümlerine göre yapılmalıdır. Mahkemece yönetici ortaktan hesap istenmeli tarafların uyuşup uyuşmadıkları noktalar belirlenmeli, uyuşmazlık konusu olanlar yönünden tarafların delilleri toplanmalı, ortaklığın defterleri ibraz ettirilmeli ve bütün bunlardan sonra ortaklığın uğraşı konusu, süresi de nazara alınarak bilirkişi aracılığıyla tasfiye hesabı çıkartılıp, tarafların alacaklı ve borçlu oldukları miktarlar tesbit edilip sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıdaki birinci bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 20.5.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.