 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/2359
K: 1987/2640
T: 30.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 1978 yılından itibaren davalının kiracısı olduğunu, her yıl kira sözleşmeleri yenilendiğinde davalının kendisinden tahliye taahhüdü aldığını, en son verdiği 1985 tarihli taahhüdüne dayanarak, icradan tahliye isteminde bulunduğundan söz ederek kötüniyetle alınan tahliye taahhüdünü davacının kiralananda otururken ve serbest iradesi altında verdiğini, kötüniyetli olmadığını savunmuş, yetki itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunmuştur.
Mahkeme, kira sözleşmesinin her yenilenmesinde alınan tahliye taahhüdünü hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirmiş ve ikrah altında verilen tahliye taahhüdünün geçersiz olduğunu benimseyerek iptaline karar vermiştir. Hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı davasında sadece birden fazla alınan tahliye taahhütleri karşısında ve bu nedenle en son verdiği tahliye taahhüdünün geçersiz alacağını iddia etmiş, başkaca hiç bir delil ikame etmemiştir.
Mahkeme de birden fazla tahliye taahhüdü alınması halinde en son defa alınan tahliye taahhüdüne dayanılarak tahliye isteğinde bulunmanın iyiniyetle bağdaşmayacağını, sadece bu maddi olgunun dahi taahhüdün geçersizliğine yeterli olduğunu benimseyerek iptal kararı vermiştir.
Davacının kiralananda 1 Haziren 1978 başlangıç günlü kira sözleşmesiyle oturmakta olduğu, İlk 1980 tarihli kira sözleşmesiyle ve en son da 17.6.1985 tarihinde birden fazla tahliye taahhüdünü kiralananda otururken davalıya verdiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu şekildedir.
Kiracının kanunun himayesi altında bulunduğu bir zamanda kiralananda iken verdiği ilk ve onu izleyen tahliye taahhütleri geçerlidir. Salt bir kaç kez verildiği için tahliye taahhüdünü geçersiz kılan ne bir yasa hükmü ne de bir içtihadı birleştirme kararı vardır. Davalı kiralayanın sadece birden çok tahliye taahhüdü alması kötüniyetli olduğunu kabule neden teşkil etmez.
Mahkemece anlatılan yönler gözden kaçırılarak davanın reddi gerektiği halde yazılı olduğu şekilde kabul edilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 30.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.