 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/1827
K: 1987/2274
T: 16.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içnide davalı avukatınca temiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, batı Almanya'da işçi olarak çalıştığını, bir ticari ilişkiden dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, Batı Alman mahkeme kararlarını Türkiye'de tenfiz edilmemesi nedeniyle, davalı hakkındaki mahkeme kararının delil olarak değerlendirilerek 1.392.959. TL. alacağın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıya iddia edildiği şekilde borçlu olmadığını, sadece 135.000 lira borcu bulunduğunu, borçlu olmadığını delillerle kanıtlıyacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece istek, yabancı mahkeme kararının tenfizi şeklinde yorumlanarak yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve 1.392.959 liranın davalıdan tahsiline karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde 4. bendinde açıkça Alman ile Ülkemiz arasında ilamların karşılıklı olarak tenfizine ilişkin anlaşma bulunmaması sebebiyle işbu alacağa ilişkin ilamın tenfizinin istenmesinin mümkün olmadığını belirtmiş ve dilekçesinin bu bendinde de yabancı mahkeme kararına kesin delil olarak dayandığını belirtmiştir. Dilekçenin sonuç bölümünde de 8555,90 DM. karşılığı 1.392.959 liranın tahsilini istemiştir. Dava dilekçesinde yabancı mahkeme kararının ön sorun olarak tanınmasından söz edilmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere dava yabancı mahkeme kararının tenfizi ve tanınmasına ilişkin olmayıp alacak isteğine ilişkin eda davası niteliğindedir.
Davalı savunmasında davacıya sadece 135.000 lira borcu olduğunu kabul etmiş ve bu husus davacının gönderdiği mehtuplarda kanıtlıyacağını ve tanıkların bulunduğunu bildirmiştir. Yabancı mahkeme kararı olayda takdiri delil mahiyetindedir. Bu itibarla mahkemenin idida ve savunma çerçevesinde tarafların karşılıklı delillerini toplaması ve hasıl olacak sonucuna göre uyuşmazlığı bir karara bağlaması gerekir. Mahkemenin davayı yanlış tavsif ederek yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olduğundan bahisle tanımasına ve yabancı mahkeme kararında yazılı miktarın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermesi yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA 16.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.