 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/1466
K: 1987/1794
T: 26.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı kooperatife işyerine 1974 yılı Eylül ayında şoför olarak girip, 1983 yılı Temmuz ayı sonuna kadar çalıştıktan sonra, ortada hiçbir hakkı ve yasal neden olmaksızın iş akti davalı tarafından fesh olunarak işten çıkarıldığını, buna karşılık kendisine hiç bir ödemenin yapılmadığını, davacının bu işlerinde asgari ücret üzerinden fiilen 8 yıl 10 ay çalışmış olup, kıdem tazminatından 144.160 TL, hafta tatili ücretinden 26.200 TL. ihbar tazminatından 32.640 TL. fazla mesai ücretinden 42.300 TL. yıllık ücretli izinden 43.600 TL. alacağın davalıdan tazminini istemiştir.
Davalı, davacı ile aralarında bir iş akti bulunmadığını, davacının kooperatife ait araziyi bazı yıllar ortak olarak ektiğini, daha sonra 1983 yılı hasat mevsiminde kendi isteği üzerine artık işe gelmiyeceğini söylediğini, böylece kooperatife olan yardımlarını tek taraflı olarak feshettiğini, aradan 16 aylık bir süre geçtiğini, dava edilen kalemlerin iş yasası hükümlerine uymadığını, arlarında ibralaştıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İş mahkemesi sıfatiyle davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesince görev yönünden ve istek aşıldığından dolayı bozulmuştur.
Mahkemece, davalının davacıyı haksız olarak işlerinden çıkarttığı gerekçesiyle bilirkişi görev yönünden ve istek aşıldığından dolayı bozulmuştur.
Mahkemece, davalının davacıyı haksız olarak işlerinden çıkarttığı gerekçesiyle bilirkişi görev yönünden ve istek aşıldığından dolayı bozulmuştur.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının 8 yıl 10 ay davalı kooperatife ait işyerinde şoför olarak çalıştığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı tarafı sadece davacının yılın hangi aylarında çalıştığının uyuşmazlık konusu değildir. Mahkeme davacının haksız olarak işlerinden çıkartıldığını kabul etmiştir. 9. Hukuk Dairesinin 18.3.1986 tarihli bozma kararında da belirtildiği gibi davalının işleri 1475 sayılı yasanın 5/5 bendindeki istisnalardan olduğundan, olaya İş Yasası'nın uygulanmasına olanak yoktur. O halde davacının tazminat haklarının ve fazla mesai, pazar çalışmaları, genel tatil ve ulusal bayram çalışmaları ile yıllık ücretli izin alacaklarına ilişkin isteklerinin Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca hesaplanması ve hükmolunması gerekir.
Mahkemece, İş Kanunu'na göre düzenlenen bilirkişi raporuna esas olarak 143.870 TL. kıdem tazminatı ve 8 haftalık ihbar tazminatı tutarı 21.045 TL.'nın davalıdan tahsiline karar vermiştir. Oysa, kıdem tazminatı işçinin İş Yasası'na tabi hizmet sözleşmelerinde bu yasanın 13 üncü maddesinde öngörülen şartların bulunması halinde istemeye yetkili olduğu bir tazminat türüdür. Tetkik konusu olayda iş yasası uygulanmıyacağından davacıya kıdem tazminatı ödenemez. Taraflar arasında belirsiz süreli bir hizmet sözleşmesi vardır. Böyle bir sözleşmenin işveren tarafından haksız feshi halinde 24.6.1959 tarih ve E: 32, K: 26 sayılı içtihadı birleştirme kararında benimsendiği gibi, işçi B.K.'nun 325 ve 96 ncı maddelerine dayanarak çalışmasına engel olunmasından doğan zarar için tazminat isteyebilir. süresi belli olmayan hizmet aktinin hiç olmazsa sözleşmeye aykırı hareketten itibaren B.K. hükümlerine göre gerekli olan feshi ihbar süresinin sonuna kadar muteber kalmasının kural olarak kabul edilmesi gerekeceğinden tazminatın feshi ihbar süresinin sonuna kadar hesaplanması gerekir. Davacı bu işyerinde bir yıldan fazla zamandır, çalıştığına göre, B.K.'nun 341 inci maddesi gereğince dava konusu ilişkide feshi ihbar süresi iki haftadır. Bu nedenle davacı iki haftalık ücreti karşılığını tazminat olarak isteyebilir. Mahkemenin ödenecek tazminatı buna göre hesap etmesi ve davacının bunun dışında kalan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar vermesi gerekmektedir.
2 - Mahkemenin kararına destek yaptığı bilirkişi raporunda, davacının pazar çalışması ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları için iş Yasası'nın 41 ve 42. maddeleri hükümlerine göre çalışan tatil günleri için ayrıca ücret ödemesi gerektiğinden sözedilerek 26.200 TL. hafta tatili ve 6.470 TL. ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığı ücretin davacıya ödenmesine hükmolunmuştur.
Davacının pazar günleri ile ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışma yapıp yapmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
3 - Bilirkişi İş Kanunu hükümlerine göre davacının isteyebileceği fazla çalışma parasını 201.562 TL. olarak hesap etmiş ve mahkeme istekle sınırlı olarak 42.300 TL.'nun davalıdan tahsiline karar vermiştir. Olayda, Borçlar Kanunu uygulama yeri bulduğundan fazla mesai yarasının İş Kanuna göre değil, B.K.'nun 329. maddesi uyarınca hesap edilmesi gerekir. O halde akit ile tayin edilen veya akit greğince icpa eden iş miktarından fazla çalışma tayin edilen veya akit gereğince icap eden iş miktarından fazla çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
4 - davacı 43.600 TL. yıllık ücretli izin talebinde bulunmuş olup, mahkemece bilirkişi raporuna göre 16.847 TL.'ya hükmedilmiştir. BK.'nun 334. maddesi gereğince davalıya ait işlerinde mutad günlerde yıllık izin karşılığından ücrete hükmedilmesi gerekirken İş Kanunu hükümlerine göre ücrete karar verilmesi yanlıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 4. bent halinde açıklanan nedenlerden dolayı davalı yararına BOZULMASINA 26.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.