 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1987/1158
K: 1987/1723
T: 23.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmasız, davacı avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, dava dışı (M.A.)'a inşaatı yapmak için davalı ile 26.7.1980 günlü ortaklık sözleşmesi uyarınca ortaklık kurduklarını, 31.12.1981 gününde tamamladıkları inşaattan arsa sahibine 8 dükkan ve 4 daire verdiklerini, 4 dairenin de üçüncü kişilere satıldığını, ortaklığa kalan 4 daire, 1 dükkan ve 4 deponun tapusunun kendi yokluğunda davalı adına çıkarıldığını belirterek bu dokuz bağımsız bölümün tapularının iptali ile yarı paylarla kendi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yanlar arasında geçerli bir ortaklık bulunmadığını, davacının ortaklıktan ayrıldığını, davacının ortaya hiç bir mal, say ve sermaye koymadığını, inşaatın davacının ayrıldığı 31.12.1981 gününde henüz başlangıç safhasında olduğunu, dava konusu taşınmazların kıymetinin davada gösterilenden çok fazla bulunduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, davacının 31.12.1981 gününde ortaklık ilişkisini kestiğini bildirdiği, o tarihteki inşaat durumunun aydınlığı kavuşmadığı, davacının da bunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle dava red edilmiştir.
Kararı her iki taraf temyiz etmiştir.
1 - Taraflar arasındaki ortaklık 26.7.1980 günlü sözleşmeye dayanmaktadır. Bu sözleşmeye göre davacı ve davalı, dava dışı (M.A.)'ın arsasına bina yapmak için ortaklık kurmuşlardır. Davalı da 9.11.1984 günlü delil listesinde bu sözleşmeye dayanmıştır. İddia ve savunmaya göre uyuşmazlığın çözülmesi davacının ortaklıktan ayrıldığı 31.12.1981 tarihi itibariyle inşaatın ne oranda tamamlandığının belirlenmesine bağlıdır. Davacı ortaklıktan ayrıldığı tarih itibariyle inşaatın % 95-98 oranında ikmal edilmiş olduğunu ve kendisi ayrıldıktan sonra davalı adına tescil edilmiş olan 4 daire, 1 dükkan ve 4 depoda pay sahibi olması gerektiğini, davalı ise davacının ortaklığı terk ettiği tarihte inşaatın henüz başlangıç safhasında bulunduğunu, binayı kendisinin tamamladığını, davacının hak sahibi olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Davacı, ortaklık konusu inşaat içinde, binanın ayrıldığı tarihteki incaat oranına göre ve ortaklık sözleşmesi çerçevesinde hak sahibidir. Bu nedenlerle mahkemenin ortakların ayrılmas tarihi olan 31.12.1981 gününde inşaatın durumunu kesin şekilde saptaması gerekir. Mahkemece bu amaçla varsa yanlarına göstereceği diğer deliller toplanmalı ve 15.12.1980 günlü ortaklık sözleşmesi, ortaklık işletme hesabı defterleri münderecaatı, tarafların karşılıklı keşide ettikleri ihtarnameler, arsa sahibi (M.A.) tarafından müteahhitlere gönderilen ihtarname ile sonuçlanmış aynı mahkemenin 1981/330 esas ve 1982/528 karar sayılı tazminat davası içeriği, dava dosyası ve ekleri üzerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu birlikte değerlendirilmek ve gerektiğinde bu konuda yemin teklifi hakkı olduğu davacıya hatırlatılmak suretiyle 31.12.1981 gününde binanın ne oranda yapılmış olduğu tesbit edilmeli, buna ve ortaklık sözleşmesine göre davacının tasfiye payı oranı ve miktarı belirlenmelidir. Yapılan işe göre davacının tasfiye payının saptanmasında, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzeri müteahhit ortaklara düşen bağımsız bölümlerden 4 dairenin ortaklarca üçüncü kişilere satıldığı ve davacının bu dört daireden payını aldığı ve bunların dava dışı kaldığı hususu gözönünde tutulmalıdır.
Noksan inceleme ile davanın reddi yasaya uygun görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2 - Davalının temyizine gelince; davalı davacıya cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde yazılı değere itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemenin dava konusunu oluşturan bağımsız bölümlerin gerçek değerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapması ve inceleme sonucuna ve davadaki isteğe göre noksan varsa peşin harcın ikmal ettirilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Kararın 1 inci bentte gösterilen nedenle davacı, 2 nci bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 23.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.