 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1987/8435
K: 1988/1071
T: 23.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili; müvekkiline hiçbir tebligat yapılmaksızın yasa ve statüye aykırı olarak davalı kooperatiften çıkarıldığını, bu hususu sonradan öğrendiğini ileri sürerek çıkarma kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili; cevabında, davacının dairesini üyelik nitelik ve şartlarını haiz olmayan başka bir kişiye satması nedeniyle 10.4.1983 tarihli genel kurul kararı ile üyelikten çıkarıldığını, davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, çıkarma kararları davacıya tebliğ edilmediğinden davanın süresinde açıldığının kabulünün gerektiği, davacının dairesinin sattığı kişinin anasözleşmede öngörülen nitelikleri taşımadığı iddiasının davalı kooperatifçe kanıtlanamadığı, bu durumda çıkarma kararlarının yasa ve anasözleşmeye uygunluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin 2.3.1983 günlü yönetim kurulu ile 10.4.1983 günlü genel kurul kararlarının iptallerine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacının, adına tescilli dairesini bir başka kişiye sattığı ve bu nedenle kooperatif yönetim kurulunca 2.3.1983 tarihinde anasözleşmenin 9/e maddesi uyarınca ihraç edildiği, bu kararın 22.3.1983 tarihli genel kurulda onaylandığı hususları çekişmesizdir. Davacı, dairesini devretmekle beraber kooperatif üyeliğini devretmiş değildir. mahkemece, daireyi devralan kişinin anasözleşmenin 4 üncü maddesindeki nitelikleri haiz olmadığının davalı kooperatifçe kanıtlanamadığından bahisle davayı kabul etmiştir. Devralan kişinin ortaklık niteliğini haiz olup olmadığı hususunun mahkemece araştırılması mümkün ise de, davacının üyelikten çıkarılmasının dayanağı olan ve bir bütün olarak ele alınması gereken kooperatif anasözleşmesinin 9/e maddesinin açıklığı karşısında bu hususun araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Zira, anılan maddede kooperatiften aldığı dairesini 4 üncü maddedeki üyelik ve şartlarını haiz olmayan başka bir kişiye satanlar veya üyelik vasfını haiz kimseye satıp da üyelik hakkını davretmeyenlerin çıkarılacağı hükme bağlanmıştır. Davacının dairesinin bir başka kişiye sattığı çekişmesiz olduğuna göre devralan kişi üyelik vasfını haiz olsa dahi üyelik hakkının da devredilmesi gereklidir. Diğer bir anlatımla, dairesini bir başkasına devreden ortak, ortaklık hakkından vazgeçmiş sayılacaktır. Dolayısıyla dairesini satmasına rağmen üyelik hakkını devretmeyen davacının, üyelikten çıkarılmasına dair işlem anasözleşmenin 9/e maddesine uygundur.
Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, 23.2.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.