 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1987/6456
K: 1987/6904
T: 08.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Şişli 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 23.12.1986 tarih ve 598-561 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davacının Ferhan adlı bir şahsın işyerini vekil sıfatıyla işlettiğini, davalının anılan işyerine vereceği mazot bedeline karşılık, davacının Ferhan'a ait çek hesabı üzerine her biri 1.125.000 TL. tutarında iki adet çek yaprağı imzalayıp davalıya verdiğini, ancak keşidecinin ismi ve keşide yeri yazılmadığından bu belgelerin çek niteliği taşımadığını, anılan unsurların sonradan davalı tarafından çek yapraklarına ilave edilmesinin bu sonucu değiştiremeyeceğini, üstelik davalının vermeyi üstlendiği mazotu teslim etmediğini, müvekkilinin davacıya şahsen de bir borcu bulunmadığını, davalının bir alacağı varsa bunu işletme sahibi Ferhan'dan istemesi gerektiğini, buna rağmen davacının sözü geçen çeklere dayanarak davacı aleyhine icra takibine giriştiğini ve davacıdan icra baskısı altında 500.000 TL. tahsil ettiğini ileri sürerek davacının bu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin iptalini ve haksız olarak ödenen 500.000 TL.'nın istirdadını talep etmiştir.
Davalı vekili bu çekleri davacının şahsi borcu nedeniyle keşide ettiğini, Ferhan'a satılan mazot bedeli ile dava konusu çeklerin bir ilgisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının vekil edeni Ferhan adına kambiyo senedi düzenleme yetkisinin bulunmadığı, davalının bu çeklere karşılık mazot teslim etmediğinin tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tanık beyanları ile anlaşıldığı, davalının davacıya elden borç para verdiğini de kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın tamamen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Davacı M. Mahir dava konusu çekleri, vekil edeni olduğunu ileri sürdüğü dava dışı Ferhan adına ve onu temsilen değil, bizzat kendi adına imzalamıştır. Bu nedenle Ferhan'ın davacıya verdiği vekaletnamede çek keşide etmek yetkisinin bulunmamasının uyuşmazlığı ilgilendiren ve davacının keşideci sıfatiyle sorumluluğunun bertaraf eden bir etkisi mevcut değildir.
2 - Davacının üzerine çek keşide ettiği muhatap bankadaki hesabın davacıya değil, dava dışı Ferhan'a ait olması da davacının keşideci sıfatını ve çeklerin taraflar arasında geçerliliğini etkilemez. Zira TTK.nun 695/f-l. maddesinin ilk cümlesinde emrine tahsis edilmiş bir karşılığın bulunması ve keşidecenin bu karşılık üzerinde çek keşide etmek suretiyle tasarruf hakkını haiz bulunacağına dair muhatapla keşideci arasında bir anlaşmanın mevcut olması şart koşulmuş ise de, farkının müteakip cümlesinde bu şartların bulunmamasının senedin çek olarak muteber olmasına halel getirmeyeceği açıkca belirtilmiştir. Şu halde, davacının muhatap banka nezdinde bir çek hesabının ve muhatapla arasında çek anlaşmasının bulunmaması diğer bir deyişle davacının başkasına ait çek karnesini kullanarak başkasının hesabı üzerine çek keşide etmiş olması, bu çeklerin davacı keşideci ile davalı hamil arasında geçerli sayılmasına ve davacının keşideci sıfatiyle çek meblağlarından sorumlu olmasına engel teşkil etmez (Prof. Seza Reisoğlu/ Çek; 1985, sh: 33 vd; Prof. Reha Roroy/Kıymetli Evrak hukuku Esasları; 8. Bası, 1983, sh: 264 vd; Prof. Yaşar Karayalçın/Ticari Senetler, 4. Bası, 1970 sh: 280 vd; Doç. Dr. Fırat Öztan/Kıymetli Evrak Hukuku, 1976, Sh: 652).
3 - Öte yandan çek, sebepten soyutlanmış bir ödeme vasıtası olup, ilke olarak keşidecinin mevcut bir borcunu ifa amacıyla keşide bir edime mukabil keşidecinin önceden bir ödemede bulunması amacıyla keşide edildiğini ileri süren keşideci bu iddiasını ancak kesin bir delille kanıtlamak külfeti altındadır (HUMK.m.290). Çekin bedelsizliği iddiasının hamilin açık muvafakatı dışında tanıkla ispatı caiz değildir. Olayda bu iddianın kabulü hususunda tanık sözlerine de dayanılmış olması usule aykırıdır.
4 - Alacağı meşru hamili bulunduğu bir çeke dayanan davalının alacaklı olduğunu ayrıca ispat etmek mükellefiyeti mevcut değildir. Bu nedenle davalının nizalı çekler karşılığında davacıya para veya mal olarak bir edada bulunduğuna dair belge ibraz edememesi veya çekleri ticari defterlerine işlemesi bedelsizlik iddiasının delili olamaz. Şu hale göre iddiasını yazılı delille kanıtlayamayan davacıya iddialarını kapsar şekilde davalıya bir yemin teklifine hakkı bulunduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmak icap ederken, aksine düşüncelerle davanın kabulü cihetine gidilmesi yasaya ve usule aykırı görülmüş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin haklı bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, taraf vekilleri duruşmaya gelmediklerinden taraflar yararına duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.12.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.