Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1987/5654
K: 1987/6096
T: 10.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Konya 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 12.5.1987 tarih ve 4-300 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu davalı kooperatiften çekilen kur'ada kendisine isabet eden 10.blok, 14 nolu dairede önce çocuğunun bilahare bir kiracının oturduğunu, bu arada müvekkilinin vecibelerini yerine getirmediğinden bahisle kooperatiften ihraç edildiğini öğrendiğini kendisine bu konuda hiçbir bildirim yapılmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptaline ve kooperatif uhdesinde kayıtlı bulunan (D) blok (2) 10 bağımsız bölüm nolu dairenin tapu kaydının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılmadığını, davacının üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini, ihraç kararı kesinleştikten sonra dairenin başka şahsa geçtiğini ve tapusunu aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece kira kontratları ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının belirtilen adreste oturmadığı, ihraç kararının tebliğ edildiğine dair tebellüğ belgesindeki imzanın davacıya ait olmadığı Adlî Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği, aidat borçlarının ödenmesi için davacıya ihtarname çekildiğine dair bir belge ibraz edilmediği gerekçesiyle yönetim kurulunun 26.2.1984 günlü davacının ihracına ilişkin kararının iptaline, tapunun davacı üzerine tescili isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, açtığı dava ile ihraç kararının iptalini ve kooperatif uhdesindeki (D) blok, 10 nolu dairenin adına tescilini istemiş, mahkeme HUMK.nun 381/II. maddesi uyarınca kararını tefhim ettiği son oturumda hüküm sonucu olarak "davanın sübutuna" karar vermiştir. Daha sonra yazılan gerekçeli kararda ise, ihraç kararının iptaline, dairenin tapusunun davacı adına tescili isteminin reddine karar verilmiştir. Yani kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki ortaya çıkmıştır.
HUMK.nun 381. maddesi uyarınca mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Olayımız da da, hakim, son oturumda hazır bulunan tarafların son sözlerini dinledikten sonra "davanın sübutuna" ilişkin olarak verdiği kararı tarafların yüzlerine karşı alenen tefhim etmiş ve takip ile birlikte tutanağı imzalamıştır. Böylece davadan elini çekmiş olan hakim artık tefhim ettiği hükmü değiştiremez. Bu nedenle 12.5.1987 tarihli oturumda tutanağa yazılıp taraflara tehim edilen ve davanın sübutuna ilişkin olan kısa karar esastır. Öte yandan yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin gerek Anayasanın 141. maddesi gerekse HUMK.nun 382. maddesi uyarınca da asolan tefhim edilmiş bulunan kısa karardır. Tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması aleniyet kuralına da aykırı düşer. Bu nedenle ilamın, tefhim edilen karara uygun olarak düzenlenmesi zorunludur. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları da bu doğrultudadır (HGK.,25.6.1980, 1978/4-1118,2083;4.HD.,27.3.1981 3177/3994;Bkz. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4. Baskı, 1982, Cilt III, Sh.2334). Bu yön kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan, mahkemenin "davanın sübutuna" karar verdikten sonra gerekçeli kararında bir kısım istemin reddine karar vermesi açıklanan ilkelere aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, kısa karara uygun olarak düzenleyeceği gerekçeli kararı taraflara tebliğ etmek, bu karara karşı kanun yollarına başvurulması halinde gereğini yapmaktan ibarettir. Bozma nedenine göre de, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, (24.800) lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10.11.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini