 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1987/4362
K: 1987/6697
T: 01.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Şişli 1. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili; müvekkili şirketin genel müdür lojmanında bulunan telefonuna iki aylık (40-50.000. TL.) fatura gelirken 1985 Mayıs. Haziran ayına (767.180-TL.) ve Temmuz Agustos ayları için (292.290.-TL.) tahakkuk ettirildiğini, oysa borçlarının (140.000.TL.) olduğunu ileri sürerek (914.970.-TL.) borçlu bulunmadığının tespiti ile telefonun konuşmaya açılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında tahakkukta yanlışlık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve alınan bilirkişiler kurulu raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere davacı (336.55.78) no'lu telefonda davalının faturasında gösterilen miktar kadar konuşma yapılmadığını, bir arızanın sözkonusu edilebileceğini ileri sürerek konuşma ücreti kadar borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece bu konuda mahallinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmış ve alınan bilirkişiler kurulu raporunda bir arızanın sözkonusu olmadığı esasen eski bir arıza varsa keşif tarihinde bunun tespit edilemeyeceğini bildirmiştir. Oysa dosyada mevcut 8.1.1986 gün ve 27 sayılı (..Anadolu Yakası Telefon Müdürlüğünün) yazısında (Abonenin arıza kastının tetkikinde 1985 yılında 11.9.1985 tarihinde iç tel kopuk olarak arızası islah edildiği, kontörüne etki edecek bir arızanın da zuhur etmediği görülmüştür...) şeklinde bir kayıt bulunmaktadır. Bilirkişiler davalının bu belgesinde sözü edilen iç tel kopma olayının kontörde bir arıza meydana getirip getirmeyeceği hususunda yeterli bir araştırma yapmamışlardır. Bu nedenle mahkemece aynı bilirkişilerden ek rapor alınarak kontördeki içtel kopma olayının kontörde esaslı bir arıza olarak sayılıp sayılamayacağı ve ne gibi sonuçlar yaratacağı hususları araştırılıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirdi.
Bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde eksik tahkikatla hüküm tesisi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.12.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.