 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1987/4044
K: 1987/6666
T: 30.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Tire Asliye Hukuk Hakimliğince verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya kredi borcu bulunduğunu, bankaca müvekkili hakkında 1982/1694 takip sayılı icra dosyası ile belirtilen borç nedeniyle takip yapıldığını, takibin ve borcun kesinleştiğini, müvekkilinin bu arada haricen ödendiğinin tesbitini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, kesinleşen icra takibi sonucu borca mahsuben yapılan ödemeler olduğunu ve kendilerine makbuz verildiğini, makbuzların icraya ibraz edilmesi halinde borçtan mahsup yapılabileceğini, davada davacıların hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, bilirkişi raporuna ve toplanan kanıtlara nazaran, davalı bankanın resmi bir müesese olup haricen ödemeyi inkar etmeyeceği, davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin kesinleşen icra takibi sonucu, takibe konu borcuna mahsuben davalı banka şubesine haricen ödemede bulunduğunu, harici ödemelerinin bankaca icraya bildirilmemesi nedeniyle, icraca takibe konu borcundan mahsup yapılmadığını iddia ederek tesbit davacı açmıştır. Dosyadaki kanıtlardan, davacının davalı banka şubesine keşide ve tebliğ ettirdiği ihtarnameye rağmen ödenen borç miktarının davacıya ve takip dosyasına bildirilmemesi nedeniyle davalının muaraza çıkardığının kabulü gerekir. Davacının bankaya para yatırmayacağına ve icra memurluğunca da kabul edilmemesine, davalının da ödenen miktarı icraya bildirmemesine nazaran, davacının böyle bir dava açmakta hukuki yararı ve gerek de vardır. Belirtilen nedenlerle, mahkemece gerekli inceleme de yapılarak davacının yaptığı harici ödemeler bilirkişi raporuyla belirlendiğine göre, davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 30.11.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.