 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1987/7291
K: 1987/7360
T: 22.12.1987
DAVA : Davacı, malüllük aylığından fuzulen ödenen toplam 1.039.722 TL. nin iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzearine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : Sigortalının 27.12.1972-31.3.1974 tarihleri arasında Bağ-Kur'a tabi 454 günlük hizmeti bulunduğunun anlaşılması nedeniyle, tabi olduğu en son Kurum olan Bağ-Kur'un aylık bağlaması gerektiğinden bahisle malüllük aylığı kesilmiş ve ödenenlerin geri alınması istenilmiştir.
Sigortalının, 1.3.1965-1.3.1972 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu'na 1800 gün mülullük aylığı bağlanmasına hak kazandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 27.12.1972-31.3.1974 tarihleri arasındaki Bağ-Kur'a tabi hizmeti birleştirilmeden dahi, Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi hizmeti, malullük aylığı bağlanmasına yetmektedir. Malullük koşulu 31.3.1974'de Bağ-Kur'dan ayrıldıktan sonra gerçekleşmiştir. Sigortalı aylık bağlandığı 1.5.1974 tarihinde de Bağ-Kur üyesi değildir. Öte yandan, malullük aylığının sigortalılk süresi ve prim ödeme gün sayısı koşulları, Bağ-Kur'a tabi hizmetler birleştirilerek oluşturulmuş bulunmamaktadır. Diğer bir deyimle, 228 sayılı Kanun'un 1214 sayılı Kanun'la değişik "3/3. maddesi" uyarınca, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden aylık bağlanmamıştır.
Kaldı ki, davacı Kurum, aylık bağlama tarihinden önceki döneme ilişkin olan, bildiği veya bilmesi gereken başka sandıktaki hizmeti gözönünde tutup, 1214 sayılı Kanun'un 3. maddesini uygulama yoluna gitmeyerek, sigortalıya aylık bağlamış ve 10 yıla yakın bir süre ödemiştir. Aradan, bu kadar uzun bir süre geçtikten sonra, bir Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, hizmet birleştirme zornunluluğundan ve aylık bağlayacak merciin değiştiğinden söz ederek, yaşlılık aylığını kesmesi, giderek 10 yıl süreyle ödediklerini geri istemesi, afaki iyiniyet kurallarına aykırı olup, kanunen himaye edilemez.
Bundan başka, sigortalı iyiniyetlidir. Kötüniyeti, Kurumca İddia ve ispat edilememiştir. Malullük aylığıyla kıtı kıtına geçinen davalının, bu uzun süre içerisinde, aylıkları tüketmesi, hayat deneyimleri gereğidir. "Dava insan haklarına da aykırıdır" diyerek, bu gerçeğe değinilmek istenilmiştir. Bu koşullar altında, geri vermesinin, sigortalının durumunu, eskisine oranla kötüleştireceği de meydandadır.
Bu itibarla, Borçlar Kanunu'nun 63/1. maddesi uyarınca dahi, istirdat gerekmez.
Mahkemenin işbu fiili ve hukuki gerçekleri gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurması isabetsizdir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (...)22.12.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.