 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1987/3116
K:1987/7220
T:17.12.1987
* SİGORTALI KİŞİ
* BASIN VE GAZETECİLİK İŞ KOLU
ÖZET:Sosyal Sigortalar Yasasına 2098 sayılı Yasa ile eklenen geçici 1. madde hükmünden, ancak basın ve gazetecilik işkolunda çalışan sigortalılar yararlanabilir.
Bu husus yasada sınırlandırıcı bir şekilde belirtildiğinden "ozalit işi" yapan sigortalının anılan madde hükmünden yararlanmasına yasal olanak yoktur.
(506 s. SSK. m. geçici m. 1( 2098 s. K. la),ek geçici m 1 (3395 s. K. la ek))
Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle 508 sayılı Yasaya 2098 sayılı Yasa ile eklenen ek 1. madde kapsamına girdiğinin ve bu maddeden yararlanması gerektiğinin tesbiti ile Kurum sataşmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hekimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2098 sayılı Kanunla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa getirilen ek 1. madde hükümlerinden yararlanabilmek için iki koşulun birden gerçekleşmesi gerekir. Anılan maddenin davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan metnine göre ilk koşul, sigortalının basın ve gazetecilik işkolunda çalışanlardan olmasıdır. Kanuna ilişkin gerekçede kontak anahtarını kapatan şoför, kazmasını bırakan işçi için dinlenme veya istirahate çekilme imkanı vardır. Fakat gazetenin fikir işçisi toplumda düşündüğü, gördüğü, duyduğu işin, sinemada, tiyatroda ve hatta gece uykusunda bile iş başında sayılır... Basın mesleğinde çalışanların yaş ortalaması 44 yıl 8 aydır. Şu halde basın hayatı yıpratıcı ve öldürücüdür denilerek kimlere ve hangi nedenlerle bir hak tanındığı açıkça belli edilmiştir. Sigortalı, basın mensubu olmakla birlikte 1475 sayılı Kanuna bağlı olarak çalışıyorsa anılan Kanundan yararlanabilmesi için ayrıca çalıştığı yerin belli fiziki olumsuz etkenler altında bulunması da koşullanmıştır. Kanunda yazılı bu fiziki olumsuz etkenler başka işkollarındaki çalışmalarda da görülebilir. Ne var ki, bu etkenler o işkolunda çalışan sigortalıların da 2098 sayılı Kanundan yararlanmasına yeterli olmayıp, ilk koşul olan basım mesleğinde çalışmanın varlığı gereklidir. Nitekim sözkonusu ek maddede 3395 sayılı Kanunla değişiklik yapılırken maddede yazılı dış etkenlere maruz başkaca 20-30 işkolunun daha mevcut bulunduğu öne sürülerek bunların da Kanun kapsamına alınması Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda önerilmiş, ancak, konunun hazırlık çalışmasını gerektirdiği belirtilerek istenilen düzenleme ileri tarihe bırakılmıştır (TBMM. 20.6.1987 günlü 121. Birleşimine İlişkin Tutanak Dergisi Sa. 206-209). Bu durumda gösteriyor ki, anılan ek 1. madde hükmü yalnızca basın ve 3395 sayılı Kanunla eklenen hüküm gereğince gemi adamları, azotlu gübre ve şeker sanayii işkollarında çalışanlar hakkında uygulanabilip, benzer dış etkenlere maruz başka işkollarında çalışanlara uygulanmasına yasal olanak yoktur. Mahkemece bu davada alınan bilirkişi raporunda, davacının yaptığı ozalit işinin velev ki benzer dış etkenlere maruz bulunsa dahi- gazetecilik ve basım işinden ayrı bir işkolunu oluşturduğu açıkça belirtilmiştir. Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulü yolunda hüküm tesisi isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), Başkan Servet Çolakoğlu'nun muhalefetine karşı Üye Teoman Ozanoğlu, Cahit Kadılar, Orhan Yalçınkaya ve Erdoğan Aktekin'in oylarıyla ve oyçokluğuyla, 17.12.1987 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının tesbitini istediği yıllar itibariyle çalıştığı işyeri ve yaptığı iş bakımından 2098 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde hizmetin geçtiği yer yönünden yasanın kabul ettiği koşulların gerçekleştiği bilir kışı raporu ile anlaşılmaktadır Diğer taraftan, yapılan işin anı spazmotık ölümlere sebep olabileceği belirlenmiştir Ayrıca işin uzun sureden beri devam ettiği çalışmaların işyerinin bağlı bulunduğu Bakanlık itibariyle yoğun biçimde yürütüldüğü ortadadır Yine yapılan işin niteliği itibariyle bir tur "basım" işi olduğu da söz götürmez "Basım" işinin sadece "gazetecilik" olayı ile sınırlandırılmasının ise yasa ile güdülen amaca ters düşeceği açıktır. Kaldı ki, Anayasal Sosyal Güvenlik ilkeleri sigortalılar yararına olabildiğince genişletilmelidir. Açıklanan nedenlerle isteğin kabulü yolunda oluşan mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.