 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/734
K: 1987/517
T: 17.06.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "kira tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.6.1984 gün ve 1984 426 - 452 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.3.1986 gün ve 1985/6464 - 1986/1344 sayılı ilamiyle; (...Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan ve yıllık kira parasının altın oranı üzerinden ödenmesini öngören 1.6.1978 başlangıç tarihli kira sözleşmesi 5 yıl sürelidir. Bu sözleşme 31.5.1983 tarihinde sona ermektedir. 6570 sayılı kanunun 11 inci maddesi hükmü uyarınca kiracı kira süresinin sona ermesinden en az onbeş gün önce kiralananı boşaltacağını yazı ile bildirmediği takdirde kira sözleşmesi aynı koşullarla bir yıl daha uzatılmış sayılır. Bunun yanında davacı 21.11.1966 gün ve 19/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yeni kira döneminin başlamasından en az 15 gün önce davalı kiralayana kira parasının tesbiti konusunda bir ihtarname de göndermemiştir. Bu durumda davacının 1.6.1983 tarihinde başlıyan yeni bir kira dönemi için kira parasının tesbitini isteyebilme hakkının varlığından sözedilemez. Kaldı ki davacı yeni kira döneminin başladığı 1.6.1983 gününden bu davanın açıldığı 21.9.1983 tarihine kadar işlem temelini çökertecek şekilde altın fiyatlarında bir artış olduğunu iddia ve isbat etmiş değildir.
O halde mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken isteğin kabul edilmiş olması yolsuzdur..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kira karşılığı altın olarak belirlenmiştir. Ve ilk yıl için yıllık kira parası 36 kulpsuz Cumhuriyet Ata altını olarak anlaşma yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmelerde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü 6570 sayılı Yasa tabi olan gayrimenkul kiralarında kira parasının altın esasına göre belirlenmesinin geçerli bulunup bulunmadığı sorununun çözümüne bağlı görülmüştür. Borçlar Kanununun 19 uncu maddesi sınırları içerisinde akit serbestisi prensibi cari olup, 20 nci maddesi açısından butlanı gerektirir bir durum söz konusu değildir. Taraflar da Yasa dairesinde yapmış bulundukları sözleşme hükümlerine karşılıklı olarak uzun yıllar riayet etmişlerdir. Bu nedenlerle ortada geçersiz bir sözleşmenin varlığından söz edilemeyeceğinden mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak icabederken direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı kiralayan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 10.06.1987 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 17.6.1987 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Ülkemizde ve konu, işyeri darlığı bulunan yabancı ülkelerde Devletin kira paralarına müdahale etmesi esası geçmişte benimsenmiş ve halende benimsenmektedir. Bu amaçla 6570 sayılı Yasa çıkarılarak kira paralarına ve tahliye esaslarına Devletin müdahalesi esası getirilmiştir. 6570 sayılı Yasanın 2 ve 3. maddeleri temel kuralları koymuş ancak bu düzenlemelerin hakkın özünü zedeler boyutlara vardığı gerekçesiyle Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, Yüksek Mahkemede belirtilen gerekçelerle 2 ve 3. maddeleri iptal etmiştir. Şu hususta belirtilmelidir ki Anayasa Mahkemesi kararıyla gayri menkul kira paralarının serbest bırakılması, herhangibir sınırlandırmaya tabi tutulmaması gerektiği yolunda bir görüş benimsenmemiş aksine sınırlandırmanın gerekliliği görüşüne yer verilmekle beraber 2 ve 3. maddedeki düzenlemelerin hakkın özüne dokunur boyutlara vardığı düşüncesiyle iptal edilmiş; sınırlama gereği karşısında da yasa koyucuya yeni düzenleme için bir süre verilmiştir. Yasa koyucu yeni bir yasa çıkarmamış bu durum karşısında esas 1964/2, karar 1964/4 sayı ve 18.11.1964 günlü Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çıkarılmıştır. Gerek bu İçtihadı Birleştirme Kararında benimsenen temel kurallar ve gerekse o tarihten beri Yargıtay da yerleşmiş kararlılık kazanmış uygulamaya göre kira paralarının serbest olmayıp bir sınırlandırmaya tabi bulunduğu bir gerçektir. Bunun kamu düzeni ve kamu yararını sağlama amacına yönelik olduğu açıktır. Mülkiyet hakkının tasarruf serbestisini kapsadığı düşüncesi dahi Anayasa çerçevesinde bu sınırlandırmaların haklılığını ortadan kaldırmaz. Olayda hangi amaçla olursa olsun tarafların önce yaptıkları 5 yıllık kira döneminin başında 45.000 lira olan kira parası 1983 yılında altın esasına göre 883.000 liraya çıkmıştır. Bu durum kira paralarının artış oranlarıyla ilgili olarak İçtihadı Birleştirme kararında benimsenen ve kamu düzenini koruma amacıyla getirilen esasları açıkça ihlal etmektedir. Bu nedenlerle usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
KARŞI OY YAZISI
5 yıl müddetle altın sayısı ile kiranın ödeneceği koşulunu taşıyan bir kira sözleşmesi yapmışlardır.
Kanımca Türk mevzuatında kiranın belirlenmesi açısından var olan ve uygulanan hükümler kamu düzeni ile ilgilidir.
Kira saptanmasında sonraki yıllarda kiranın toptan eşyaların artış endeksleri alınmakta, fakat bu artış oranı kiraya tam olarak yansıtılmamakta, kiraya veren ve kiracının bu artış oranına birlikte katlanmaları gerektiğinden kiraya yarı oranında yansıtılmaktadır.
Bu hükümleri bertaraf edecek şekilde ve altın değerindeki artışın tamamını kiracıya yansıtmak isteği ile Türk Lirasının yokmuş gibi değersiz görerek başka ilkelere göre (altın, döviz gibi) ögelerle sözleşmenin yapılması kamu düzeni ve bu yoldaki hükümlere karşı hile niteliğindedir. Bu nedenle davanın reddine ilişkin bozma kararına katılmıyorum. Mahkeme hükmünün (ONANMASI) oyundayım.
KARŞI OY YAZISI
Davada çözülmesi gereken husus kira bedelinin altın olarak tayin edilip edilmeyeceğidir. Borçlar Kanununun adi kira ile hasılat kirasına ilişkin hükümlerinde, kira bedelinin ücret veya devşirilecek semere yahut hasılatın bir payı olabileceği öngörülmüştür. 6570 sayılı Yasa ile kira parası için özel bir düzenleme getirilmiştir. Bu son yasa hükümlerine göre, kira sözleşmelerinin kamuyu ilgilendiren kira sözleşmelerinde her gün değişir ve önceden belli olmayan kira miktarının kabulü 6570 sayılı Yasanın amaç ve ilkelerine aykırıdır.
Açıklanan bu duruma göre kira bedelinin altın olarak belirlenmesi ve ödemenin altınla yapılması yasaya aykırı olduğundan geçersiz sayılması ve kira bedeli konusunda ortaya çıkan boşluğun saptanması gerektiğinden ve mahkemece de bu husus kabul edildiğinden yerel mahkemenin direnmeye ilişkin kararı doğru bulunmakla (ONANMASI) düşüncesiyle çoğunluun gerekçesine katılmıyorum.